Yazılarım
Sığınmacılar - Suriyeliler
Geçen gün, Bahar mahallesi ile ilgili yazımdan sonra okurlarımdan birinden bir yazı aldım. O yazıyı aynen paylaşacağım. Ama kendimi, Suriyeli ve sığınmacılar konusunda birkaç yazı yazmak zorunda hissettim. Yazanın ismi hariç tamamını paylaşıyorum. "Cevdet Bey merhabalar, İsmim ……….. Bursa Bahar Mahallesinde doğup yetişmiş biri olarak (Kamil Sarıaydın İlkokulu ile Çınar Lisesi mezunuyum) şuan İstanbul’da ………. Müfettişi (meslekte 8. Yılım ) olarak görev yapıyorum. Hem meslek büyüğümüz olmanız hem de geçmiş tarihli yazılarınızda da bahsettiğiniz üzere demiryolu altında yetiştiğiniz için mahalleden büyüğümüz olmanız dolayısıyla yazılarınızı düzenli olarak takip etmeye gayret ediyorum. 04. 08.2022 tarihli Demiryolu altı yazınızı okuyunca da bu maili yazma ihtiyacı hissettim. Öncelikle yanlış anlamadıysam Pazar pazarından aşağıda inerken köşesinde şuan kuaför cemalin dükkanının bulunduğu sokakta yetişmişsiniz. Bende iki üç alt sokakta Hüsnü Piliçer Camisinin olduğu Asmadalı sokakta doğup büyüdüm ve 2020 yılına kadar da aynı sokakta ikamet ettim. Ailemin, akrabalarımın ve arkadaşlarımın orada olması nedeniyle halen mahalle ile bağlarımı sıkı şekilde sürdürmekteyim. Dolayısıyla demiryolu altında yetişmenin avantaj ve dezavantajlarının da bizzat yaşamış biri olarak bu maili yazıyorum. Çok kısaca mahallem ile ilgili olarak sevdiğim birkaç hususu sizinle paylaşmak istiyorum. Her ne kadar her geçen yıl bu özelliğini kaybetmeye devam etse de halen Bursa da mahalle kültürünün yaşandığı bir ortamda büyüme şansına sahip oldum. Bizler de gençler olarak bu kültürü mümkün olduğunca devam ettirebilmek adına gayret gösteriyoruz. Örneğin yaklaşık 5 yıldır her ramazan ayında sokağımızda eskiden oturanlar dahil sokak iftarı organize ediyoruz. (son iftarımıza ait resimleri de mail ekinde gönderiyorum ) İkinci olarak Demiryolu altında yetişen her çocuk gibi, steril bir ortamda büyümediğimiz için hayatın gerçekleri ile erken yaşta tanışma fırsatımız oldu. Üçüncü olarak ise mahallede kurduğum dostlukların samimiyetini sayabilirim. Bu maili yazma amacım çocukluğumuzu gençliğimizi geçirdiğimiz mahallemizin geleceğine ilişkin endişelerimizdir. Sizin de bildiğiniz üzere mahallemiz balkan muhaciri kökenli ailelerin yoğun olduğu bir mahalledir. Son yıllarda ve özellikle de son iki yılda aşırı şekilde Suriye kökenli sığınmacılar demiryolu altının bütün mahallerine olduğu gibi bahar mahallesine de yerleşmektedir. Bu durumun ülkemiz de yaşanan gelişmeler ile birlikte doğal olduğu düşünülebilir fakat durumun geldiği nokta itibari ile mahalle kültürel anlamda evrim geçirmekte hızla sığınmacıların gettosuna dönüşmektedir. Örneğin balık pazarının yan sokağı eski tavuk pazarına girdiğinizde sokakta motor tamircisi ile küçük bir kahve dışında neredeyse yerlilere ait dükkan kalmadığını, tabelaların arapça olduğunu görebilirsiniz. Keza Pazar pazarından Hüsnü Piliçer camisine doğru inmeye başladığınızda da değişimi tabelalardan, geçmişleri, sabıkaları kim oldukları bilinmeyen fakat gruplar halinde dükkan önünde oturanlardan fark edebilirsiniz. Doğduğunuz (Cevdet Akçakocanın notu. O Sokakta doğmadım, ama orada büyüdüm.) sokağın fotoğrafını çektiğiniz yerden pazar pazarına çıkana kadar en az 5 dükkan yabancılarındır. Yerlilere ait boşalan her dükkanı da yabancılar kiralamaktadır. Önceleri insanımız gece yarıları dahil heykelden veya kent meydanından aşağıya doğru mahallemizden geçerek Başaran’a, Gülbahçe’ye Selamet mahallesine güvenle yürüyebilirken son yaşananlardan sonra kim olduğunu bilmedikleri gruplar halinde gezen sakallı tiplerin rahatsız edici bakışları altında yürümekten çekinmektedirler. Bütün bunlara karşın önlem alınması yerine ise sığınmacıların yerleşmesi teşvik edilmektedir. Şöyle ki Bursa’da belli mahallelere (Örneğin: Santral Garaj, Doğanbey, İntizam, Hoca Hasan, Kiremitçi ) sığınmacıların yerleşmeleri yasaklanmıştır. Fakat hemen yanı başlarında ki demiryolu altındaki mahalleler bu kapsamda değildir. Mahallelerimizde ki kira oranlarının diğer bölgelere nazaran uygunluğu düşünüldüğünde sığınmacıların akın edeceği yeni bölgenin burası olduğunu tahmin etmek güç değildir. Özetle Şehrin göbeğinde “Çarşamba” gibi bir getto ortaya çıkmışken hemen altında bizzat devlet eliyle ikinci bir getto yaratılmak istenmektedir. Bu durum gerçekleştiğinde tıpkı Çarşamba da olduğu gibi insanımız mahallesinden kopmak durumunda kalacaktır. Sonuç olarak gecekondu mahallesi olmasının ötesinde Bursa’nın emekçi kesimini barındıran, Bursaspor’un taraftar kitlesinin ana kaynağını oluşturan, içerisinde sizin gibi Bursa’ya iz bırakmış büyüklerimizin yetiştiği, ailelerimizin yaşadığı Bursa’nın iklimini yansıtan mahallemiz hakkında endişelerimize katıldığınız takdirde yazılarınızda zaman zaman yer vermenizi talep ediyoruz. Tabi ki mahallemizin sorunları bunlarla sınırlı değildir fakat daha fazla uzatıp sizi rahatsız etmek istemiyorum. Sağlıklı ve mutlu yıllar diler saygılarımı sunarım." Sözleri ile ve aşağıdaki resimle yazı bitmektedir.
Devamını OkuBankalar şemsiye olmalı
Bursa, 4.Ağustos.2022 BANKALAR ŞEMSİYE OLMALI Özellikle bu başlığı kullandım. Dün yaşadıklarımdan sonra bu başlığı kullanmak ve bankalara da tüccar ve sanayiciye de hitap etmek şart oldu diye düşünüyorum. Son günlerde emekliler için öyle bir promosyon yarışı başladı ki hayret edersiniz. Bilmem ne bankası şu kadar lira, bilmem ne bankası ondan 2000 lira daha fazla promosyon veriyormuş. Beni hiç ilgilendirmiyordu, yıllardır bir devlet bankasından emekli maaşımı alırım. Hanım da öyle. Ancak, geçen gün hanım geldi. Kalk kalk, bak herkes 5 dakikada en az 5000 lira kazanıyor bu promosyonlardan dedi. Sen de al. Elin mi yorulacak, olsa olsa bankaya kadar gideceksin. Sonunda pes ettim. İşlemleri yapmak üzere maaş aldığım devlet bankasının bir şubesine gittim. Bekçi Murtaza tipli ve bekçi Murtaza gibi hareket eden bir güvenlik görevlisi. Oturuyor ve yerinden bile kalkmadı. Bana bir sinekmişim gibi bakıyor. Tam Orhan Kemalin romanındaki Bekçi Murtaza. Kibarca yaklaştım. Bekçi Murtazaların ne yapacağı belli olmaz değil mi? Sizi tersleyebilirler. Böyle de böyle dedim. Ben emekli maaşımı sizin bankadan bir başka bankaya aktarıp oradan alacağım. Gişe işlemlerine baş vurun dedi. Başımı tuttum. Gişeye baş vursam ya başım veya cam kırılacak. Peki dedim. Gişeye doğru yürüdüm. Duuur, dedi. Buradan sıra alacaksın. Peki dedim ama gülümsedim. Zaten içeride pek kimse yok. Neyse, nasıl numara alacağımı bilemeyecek kadar da cahil bir adamım. Lütfetti, isteğimden sonra şuradan şuradan işlem yapacaksın dedi. Hadi öyle olsun diyerek ne de okuma yazmam olduğu için sıra numarası makinesinin şifresini çözdüm ve hemen numaramı aldım. Dedim ya bankada pek kimse yok. Daha numarayı alır almaz, bir gişede numaram çıktı. Meğer beni pek seviyorlarmış dedim ve elimden geldiğince hızlı gişeye doğru seyirttim. Gişenin arkasında oturan genç memura açıklama yaptım. Benim kimlik numaramı istedi. Bilgisayara baktı. Tamam dedi bana şu kadar para vereceksiniz, şu evrakları imzalayacaksınız. Tamam iyi ama, siz ve diğer devlet bankaları bu kampanyalara katılmıyor mu? Diğer bankalar mı yanlış yapıyor yoksa siz mi dedim. Sizin gibi müşteriler bizim için verimli müşteriler değil. Gitmeniz zaten işimize geliyor. Ne kredi alıyorsunuz, ne faiz veriyorsunuz. Sizinle yaptığımız iş bankamız için külliyen zarar dedi. Tabii, kahraman bir Türk çocuğu olarak sinirlenmek hakkımdı. Sinirlendim. Peki dedim. Bir bakar mısın? Şu şu hesaplara. Ne kadar çalışmışım ve neden bir daha sizden işlem yapmamışım? Ben onu bunu bilmem, siz verimsiz müşterisiniz, gitmeniz iyi olacak diye tekrarladı. Bunun gibi bir bankacı ile zaten iş yapmaya imkan yok. Bu banka memuru da Bekçi Murtaza gibi hareket ediyor. İşlemleri tamamladım ve bir başka bankaya müracaat ettim. Bakalım başımıza daha neler gelecek? İş yerine geldim. Bir arkadaşım telefon ediyor. Haberin var mı diyor. Yatırım taahhütlü kredi almak için bir bankaya müracaat ettik. Bu devlet bankası, görevini yapmıyor bize göre. Gerekli incelemeyi yaptılar. Sonra büyük ihtimalle takibi bıraktılar. Bir türlü bize cevap vermiyorlar diyorlar. Derhal mevzuatı inceledim. Merkez Bankası yatırım taahhütlü avans kredisi mevzuatı 2020 yılında çıkmış. Mayıs 2022 de yatırım taahhütlü ihracat kredilerinin artırılacağı konusunda bir takım beyanatlar verilmiş. Ama uygulama nerede? Yahut hakikaten uygulama sadece belirli bazı kişilere mi? Bu konuda benim şahsen söyleyebileceğim bir şey yok. Ülkemizde halkın tasarrufları yatırım ve kredi ihtiyacını karşılamaya yeterli değil. Bu sebeple bankalar da yurtdışından sendikasyon kredileri alıyorlar. Bu kredileri, yasaların emrettiği şekilde kullandırıyor olmaları lazım. Devlet, sanayici ve ihracatçıların her türlü ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Ama yazımın ilk kısmında belirttiğim gibi maalesef bazı bankalarda da bekçi Murtazalar var. Hakiki sanayici ve ihracatçı krediye ulaşamıyor. Ondan sonra da bu cari açık niye kapanmıyor diye dövünüp duruyoruz. Meşhur sözdür. Bankacılar yağmur yağarken şemsiyeyi kapatırlar diye. Beyler, ağalar, paşalar, yapmayın, etmeyin, ülkenizi düşünün. Kendi menfaatinizi değil. Yağmurlu havada şemsiyenizi açın ve sanayici ve ihracatçının ülke için çalışmasına yardım edin. Daha fazla yazmak istemiyorum. Cevdet Akçakoca Yeminli Mali Müşavir Bağımsız Denetçi
Devamını OkuDemiryolu altı
Demiryolu Altı Ben, daha önce defalarca yazdığım, söylediğim gibi Bursa’nın demiryolu altı mahallelerinden birinde büyüdüm. 1950‘li 1960‘lı yıllarda, o mahallelerde veya kenar mahallelerde okuyan insan çok azdı. Bütün anneler, babalar, çocuklarının okumasını isterdi. Zaten o çocuklar da pırıl pırıl ve çok çalışkan, zeki,, atak çocuklardı. Ama ne yazık ki ailenin bu çocukları okutacak gücü yoktu. Demiryolu altı veya Bursa’nın diğer kenar mahallelerinde oturanların büyük bir kısmı, göçmendi. Yurtdışından gelenler belki de evlad-ı fatihanın torunları idi. Ama o görkemli yıllar artık yoktu. Ellerindeki avuçlarındakini bir araya toplayarak, son güçleri ve son paralarını harcayarak anavatana gelmişlerdi. Çocukları okutabilmek için para lazımdı. Dolayısıyla herkes çalışmak mecburiyetinde idi. Okullarda da kitap parası, bilmem ne parası, vs vs vs. yi aile karşılayamayacak durumda idi. Ailede herkes el ele vererek çalışmak mecburiyetinde idi. Benim ailem gibi olanlarda ise, ana babalar veya ağabeyler, bu çocuk okuyacak, o zaman ona mani olmayalım okusun diyorlar ve okula gitmemiz için ellerinden geleni yapıyorlardı. Siz, okula giden şanslı çocuklardan biri iseniz, arkadaşlarınız, masuracılık, dokumacılık, dökümcülük, çıraklık, tornacı çıraklığı, mobilyacı çıraklığı yaparken okul kıyafeti ile okula devam ediyordunuz. Bütün mahalle de sizi gıpta ile izliyordu. Sizin ananız babanız da mahallede bu fedakarlığı gösteren, saygın kişilerden oluyorlardı. Zaten bir mahallede, hele hele üniversiteye gidebilen ancak birkaç kişi olabiliyordu. O zamanlar burs, kredi, yardım gibi olaylar bilinmiyordu. Özellikle demiryolu altı veya kenar mahallelerde. Bugünkü gibi burslar ve sosyal yardımlar olsa idi, daha o zamanlar nice insanlar okurlar, memleket çok daha önceden kalkınma yoluna girerdi. Geçenlerde bir arkadaşım da hayat hikayesini yazmış ve bir kitapçık halinde bastırmış. Meğer benim çektiğimi düşündüğüm, başıma gelenler hiç ama hiçbir şey imiş. Emin olun, arkadaşımın kitabını elime aldığım gün, gece 12,30 da falan bitirdiğimde ağlıyordum. Bizler bugünlere ne pahasına geldik, bir daha anladım. Ben demiryolu altında, aşağıda resimlerini verdiğim sokakta büyüdüm. Hala o sokaklar bizim çocukluğumuzdaki gibi. Ancak, şimdi asfaltlı, elektrik gelmiş, telefon gelmiş, televizyon var. Var ama sokak girişi aynen şöyle. Sokağa girdikten sonra, sokağın genel bir manzarasını alayım dedim. Başta soldaki ev artık yıkılmış. Boş bir arsa. Sahipleri, bir kısmı mahalleyi terketmiş, yaşılar, sütanneler, teyzeler, amcalar vefat etmiş. Hane ıssız kalmış. Hemen yanındaki küçücük ev, (bir zamanlar bana ne kadar büyük geliyordu), eşimin ailesinin evi. Kayınvalide, kayınpeder vefat ettikten sonra, sen aldın, ben aldın veya herhangi bir şekilde miras kavgası olmasın diye satıldı. Ama bugün satmaya kalksalar, hemen alırdık. Sağdaki ev. Önünde çiçekler olan ev yani. Şaziye veya Gülten‘in evi. O da tekbaşına kalmış, ama çiçeklerini ihmal etmiyor. Meğer o ev de ne kadar küçücükmüş, şimdi farkına varıyorum. Gördüğünüz gibi daracık bir sokak. Ama o sokakta ne anılar var biliyor musunuz? Bir zamanlar böyle boş, dar ve karanlık bir sokak değildi. Cıvıl cıvıl çocukların koşuştuğu, kızların da oynadığı bir sokaktı. Hey gidi günler hey. Bu resimleri gören kızım ve oğlum da aynı ifadeleri kullandılar. Onlar da çocukluk ve gençliklerinde, anneanneler, babaanneler, dedelerle ve kardeş çocukları ile burada buluşuyorlardı. Mesela, benim annemin evinde hemen hemen her Pazar kara balık alınır ve pişerdi. Bursanın en büyük ve en ucuz pazarı, eski demiryolunda kurulan Pazar pazarı idi. Bakın sokaktan bir başka manzara daha. Benim babamın evi de buradaki ilk evden sonra gelen üçüncü evdi. Bizim evimiz de o küçük ve alçak evlerden biri idi. Yine biz de annem ve babamın vefatından sonra bir miras kavgası olmasın diye evi satmıştık. Hem de yan komşuya. O komşumuz meraklı bir çocuktu. Bizim evi yıkarak 3 katlı bir ev haline getirmişti. Ev satıldıktan sonra birkaç cenaze dışında bugüne kadar mahalleye hiç gitmemiştim. İçimden gitmek gelmiyordu ki. O eski anıları kaldırabilecekmiydim diye düşünüyordum. Demek gitmek mümkünmüş. Şimdi anladım. Tabii mahalle ile ilgimizi hiç kesmedik. Özellikle her yıl muhtarlarla iş birliği yaparak elimizden geleni yapmaya devam ettik. Sokağımızın girişinin sol tarafının ve yıkılmış evin yeni bir manzarası da bu. Ama dikkat ediyor musunuz? Yıkık ev bile olsa, insanlarımız çiçeklerden vazgeçmiyor. Bu yukarıda gördüğünüz ev de eşimin ailesinin evi idi. Aşağıdaki resimde sağda gördüğünüz kahverengi ev, bizim ailemizin evinin yerine yapılan ev. Yine sokaktan bir manzara. Görüldüğü gibi, sokağımızda araba sahibi olanlar da var. Sokak dar, eski ama arabalar yeni. Bugünlük bu kadar nostalji yeter diye düşünüyorum. Neredesiniz ey arkadaşlar, Sabri, Şaban, Hilmi, Mecit, Hüseyin, ve vefat etmiş olanlar. Selam size.
Devamını OkuYEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK YILLARI
1990 yılında piyasaya cesaretle çıkan 5-6 Yeminli Mali Müşavirdik. Her gün muhtelif firmalardan yapılacak işler geliyordu. .. 6 Temmuz 2022 tarihli yazımda belirttiğim gibi mesleğin en son basamağı olan Yeminli Mali Müşavir olmuştum. O zaman bunun gereğini yapalım demiş ve Yeminli Mali Müşavirliğe başlamıştım. Biraz iddialı konuşacağım ama, yıllarca süren okuma hayatı, özel okuma ve araştırma merakı, elektrikten tekstile, bir çok konuda çalışma hayatı, fizibilite raporu hazırlamadan yatırım indirimi uygulamasına kadar pazarlama dahil muhtelif çalışmalar, ithalat ihracat ve yatırım konusunda çalışmalar ve tecrübelerim beni Yeminli Mali Müşavirlik konusunda da iyi bir başlangıç yapacağıma inandırmıştı. Boş durmaktan da hiç hoşlanmam. O sırada yani 1990 yılında piyasaya cesaretle çıkan 5-6 Yeminli Mali Müşavirdik. Her gün muhtelif firmalardan yapılacak işler geliyordu. Hani bir reklam vardı. Koşuşturmaktan hakikaten tabanlarımız şişiyordu. Bir resim paylaşmak istiyorum. Bu kim? Evvet, evet bildiniz. O yıllarda televizyonlarda komedi dizilerinde veya buna benzer yerlerde paylaşılan bir resim. Müthiş muhabir Cevat Kelle. Neden bu resmi kullandım biliyor musunuz? 1990 yılında Yeminli Mali Müşavirliğe başladım. Tam 6 kg. ağırlığında bir lap top ve yine 6 kg. ağırlığında bir yazıcıyı devamlı yanımda taşıyordum. Kendi aramızda espri yapıyorduk. Cevat Kelle değil, Cevdet Akçakoca diye... Daha önce bulunduğum firmalardan dolayı yeniden değerlemeyi çok iyi biliyordum. Excell tablolarla en kısa zamanda hesaplamaları yapıyor ve büroya bile gitmeden tabloları ve raporları bitirebiliyordum. Bu sebeple değerli dostum Yeminli Mali Müşavir – Eski Hesap Uzmanı Burhanettin Ünal, "Bravo Cevdetciğim, gezen tilki yatan aslandan iyidir" diyordu. Bu da bir başka espri konusu idi. Bir gün, iş için çağırıldığım bir firmada, Avrupa'dan gelmiş müşteriler de vardı. Biz konuştuk ve hemen bilgisayarı, yazıcıyı açtım. Basit bir rapor olacaktı. İstediğim evraklar tamamlanınca, incelemeyi de bitirdim ve raporu yazmaya başladım. Halen 10 parmak daktilo veya bilgisayarı Türk klavyesi ile bakmadan kullanırım, o zamanlar dakikada 300-350 tuş vurabiliyordum. Çok kısa bir zamanda basit rapor tamamlandı ve imza ve mühür safhasına geçildi. Avrupalılar hayretle bakıyorlardı. Biz çok yanılmışız. Türkiye’yi çok geri kalmış zannediyorduk, meğer siz bilgisayar kullanımında bizden ileride imişsiniz diyorlardı. Yeminli Mali Müşavirler olarak odamızı kurduk, iyi bir başlangıç yaptık. Sık sık görüşerek kurallarımızı koyduk ve uyguladık. Sayımız da azdı. Bir müddet sonra hemen hemen hepimiz vergi rekortmeni olduk. Bu çalışmalarımız sonucunda Yeminli Mali Müşavirliğe müracaat sayısı arttı ve veeee bizim de kazançlarımız değişmeye başladı. Ama Bursa sanayiine Yeminli Mali Müşavirler olarak büyük hizmetlerde bulunduğumuz kanaatindeyim. Yıllardır tanıştığım, sevdiğim gazeteci dostlarımdan sevgili Tahsin Ardıç bir gün beni ziyarete geldi. Emekli olmuş. Bursa’nın ekonomi gazetesini kurmak istiyor. Fikrimi sordu. Çok güzel bir fikir ve teşebbüs olduğunu söyledim. Hemen ikinci adım geldi. Sen de yazar mısın? Ne yazacağımı bilmiyorum ki dedim. Kendi kendine soru sor ve yaz dedi. Böylece de Ekohaber gazetesinde yazı yazmaya başladım. Şu anda gazetenin devamlı yazan en eski yazarıyım. Yazdıklarımdan da büyük zevk alıyorum. Şimdi benim konumda yazan bir çok meslektaşım oldu. Ne mutlu ki ben de bu konuda önderlik etmiş olduğumu sanıyorum. Ekohaber’de yazdıklarımı daha sonra 2 kitap haline getirdim. 2022 yılında da sevgili kardeşim Osman Gürçay’ın teşviki ile hayat hikayemi ve değişik konularda yazılara başladım. Yıllar geçiyor, şarkılardaki gibi. Biz de yaşlanmaya başlıyoruz, ama ben bu yaşlanmayı, yağmurda ıslanma gibi sayıyorum, hiç de şikayetçi değilim ne dersiniz dostlar, sevgili okurlar. LifeBursa | Cevdet AKÇAKOCA
Devamını OkuTahsilat Genel Tebliğinde Değişiklikler
Bursa, 21.Temmuz.2022 TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİKLER Bu yazımızda 21.7.2022 tarih ve 31899 sayılı resmi gazetede yayımlanan B serisi 13 ve 14 sayılı tahsilat genel tebliği ile yapılan değişiklikleri ele alacağız. sayılı tebliğin 2-3-4 üncü maddeleri ile Karayolları genel Müdürlüğü (KGM) işletimindeki otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerine verilecek cezalar ve yapılacak uygulamalar aşağıdaki gibidir. Geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yapılan mesafeye ait ücretin 4 (dört) katı idari para cezası verilir. Ödemesiz geçiş tarihini izleyen 45 (kırkbeş) gün içinde, idari para cezası tebliğ edilmese bile, geçiş ücreti ile birlikte geçiş ücretinin bir katı kadar tutarının idari para cezası olarak ödenmesi halinde, idari para cezası bir kat verilmiş sayılır. Ayrıca kabahatler kanunundaki indirim hükmü uygulanmaz. Normalde geçiş ücretini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde ücreti, usulüne uygun olarak ödeyenlere Karayolları ile ilgili 7417 sayılı kanunun 30 uncu maddesindeki 1 ve 5 inci fıkralarda belirtilen cezalar uygulanmaz. Otoyollar ve kontrollü yollarda geçiş ücretini ödemeden geçiş yapan yabancı plakalı araçlara uygulanan idari para cezaları için 15 (onbeş) günlük süre beklenmez. 15 gün içinde geçiş ücreti ödenirse idari para cezası tahsil edilmez. Bu hükümlere göre, araç sahipleri herhangi bir şekilde ödemesiz geçiş yapmışlarsa bunları KGM sistemlerinden takip etmelidirler. Buraya kadar yazılanlardan görüldüğü üzere, İdari para cezası tebliğ edilmeden toplamda 45 gün içinde ödenirse idari para cezası dört kat yerine bir kat olarak ödenir ve %75 oranında indirim yapılmış olur. İdari para cezası tebliğ edilmişse de usulüne uygun olarak KGM vergi dairesi veya tahsilata yetkili bankalara veya posta idaresine ödendiği takdirde yine idari para cezasının %75 i tahsil edilmeyecektir. Ayrıca bir peşin ödeme indirimi yapılmaz. Okurlarımızın bu hususa dikkat etmeleri ve indirimlerin doğru uygulanarak ödemelerini yapmaları için bu yazımızı dikkatle okumalıdırlar. Kanundaki değişiklik 5.Temmuz.2022 tarihinden itibaren geçerli olup. Bu tarihten 45 gün öncesine kadar yani 21.5.2022 ila 4.7.2022 tarihleri arasında olan ödemesiz geçişlerde de yukarıda saydığımız şekilde ödemeler yapılırsa dört kat yerine bir kat idari para cezası ödenir ve idari para cezalarında %75 indirim yapılmış olur. 45 günden sonraki yapılan ödemelerde geçiş ücreti ve idari para cezaları tam olarak ödenecektir. Buraya kadar olan açıklamalarımızda görüldüğü üzere ödemesiz geçiş tarihinden itibaren 15 gün ve sonraki 30 gün yani toplam 45 günlük sürede ödeme konusu çok önemlidir. Aksi takdirde sürücüler veya araç sahipleri yukarıda saydığımız haklarını kaybederler. Aynı Resmi Gazetede yayımlanan 14 sayılı tebliğin 2 ve 3 üncü maddeleri ile Kabahat dolayısıyla idari para cezası veren kamu görevlisi, ilgilinin de rıza göstermesi halinde tahsilatını derhal kendisi gerçekleştirir. Ödeme süresi düzenlenmemiş idari para cezaları, tebliğinden itibaren (1) bir ay içinde ödenirse cezadan %25 oranında indirim yapılır. Özellikle unutulmaması gereken konu şudur: Ödeme yapılsa bile, kişinin, bu karara karşı kanun yoluna başvurma hakkı vardır. İdari para cezalarının, düzenlendikleri kanunlarda ödeme süresi belirlenmişse bu sürede, belirlenmemişse bir (1) aylık ödeme süresi içinde ödenmesi gerekir. Düzenlenecek makbuzlarda idari para cezası, indirim ve tahsilat tutarı gibi her türlü bilgi ayrı ayrı gösterilecektir. Kanunun yürürlüğe girdiği 5.7.2022 tarihi çok önemlidir. Bu tarihten yani 5.7.2022 tarihinden önce verilen ancak kanun yoluna başvuru süresi geçmemiş olan idari para cezalarında Kanun yoluna başvuru süresi ödeme süresinden daha uzun olması halinde kanun yoluna başvuru süresi içinde Kanun yoluna başvuru süresi ödeme süresinden daha kısa olması halinde ise ödeme süresi içinde yapılan ödemelere indirim uygulanacaktır. Okurlarımızın maruz kaldıkları idari para cezaları ödemeleri ve bu ödemelerden yapılacak indirimlere dikkat etmelerini hatırlatmak istedik. Cevdet Akçakoca Bağımsız denetçi Yeminli Mali Müşavir
Devamını OkuMevzuattaki Değişiklikler
Basından Yazılar
Haberler
İHRACAT DÖVİZLERİ 180 GÜN İÇİNDE GELECEK
yeni bir tpkk ile ihracat dövizlerini 180 gün içinde getirmek zorunlu olmuştur
ADRES DEĞİŞİKLİĞİ
29 EKİM MAH. MUAMMER AKSOY CAD. KİRMİKİL İŞMERKEZİ N0 26/18-22 NİLÜFER BURSA ADRESİNDE AKÇAKOCA YMM-BALANS YMM VE BK BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş OLARAK HİZMET VERMEKTEYİZ
BAĞIMSIZ DENETÇİ YETKİSİ ALINDI
ANONİM ŞİRKETLER İÇİN BAĞIMSIZ DENETÇİ YETKİSİ ALDIK
YENİ KİTABIM
A.Ş.'LERDE GENEL KURULLAR VE ANA SÖZLEŞME DEĞİŞİKLİKLERİ KİTABI ÇIKMIŞTIR, BTSO'DAN TEMİN EDİLEBİLİR.
WEB SAYFAMIZ AÇILDI
akcakocaymm.com.tr AÇILDI!!!
Kitabım Çıktı
Muhasebe Maliye Ekonomi Üçgeni İsimli Kitabım Çıktı. Kitapçılardan Bulabilirsiniz.