Yazılarım
BİLİRKİŞİLER, BORCA BATIKLIK HALİNE AİT YENİ DÜZENLEMELER GELDİ
Bursa, 28.Aralık.2020 BİLİRKİŞİLER, BORCA BATIKLIK HALİNE AİT YENİ DÜZENLEMELER GELDİ 5.09.2018 tarih ve 30536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNUNUN 376 NCI MADDESİNİN UYGULANMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ E AİT, Ticaret Bakanlığınca 26.12.2020 tarih ve 32346 sayılı resmi gazetede yayımlanan değişiklik tebliği ile uygulamadaki bir çok duraksama ve problemi çözen düzenlemeler yapılmıştır. Ticaret Kanununun 376 ıncı maddesi sermayenin kaybı ve borca bataklık durumu hakkında hükümler koymuştur. Söz konusu madde aynen şöyledir. MADDE 376- (1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar. (2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer. (3) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. ………………şeklinde devam eder. Bu maddedeki bilanço ve finansal tablolar TTK. 64-88 maddelerindeki usul ve esaslara göre belirlenir. TTK. özellikle aşağıya aldığımız 88 inci maddesi ile gerçek ve tüzel kişilerin münferit veya konsolide finansal tablolarını düzenlerken Türkiye Muhasebe Standartlarının ve TTK. 514 ve 528 inci maddesindeki hükümlerin esas alınacağını emretmektedir. TTK. MADDE 88- (1) 64 ilâ 88 inci madde hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişiler münferit ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan, Türkiye Muhasebe Standartlarına, kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumlara uymak ve bunları uygulamak zorundadır. 514 ilâ 528 inci maddeler ile bu Kanunun ilgili diğer hükümleri saklıdır. (2)….. ve diğer fıkralar ile düzenleme devam ettirilmiştir. Yazımızın buraya kadar olan kısmında da belirtildiği üzere gerçek kişilerin ve tüzel kişilerin yani şirketlerin finansal tablolarının KGK tarafından yayımlanan Türkiye Muhasebe standartlarına göre hazırlanacağı, dolayısıyla borca batıklık halinin tesbitinde de aynı finansal tabloların kullanılacağı açıkça anlaşılmaktadır. Kanun koyucu, bu durumun ne kadar önemli olduğunu gördüğü için borca batıklık halini düzenleyen TTK. 376 maddesi ile ilgili özel bir tebliğ yayımlamıştır. Ancak, bu tebliğin anlaşılmasında bir takım zorluklar olduğu görülerek bu defa söz konusu tebliğde değişiklikler yaparak tebliğin anlaşılmasını daha da kolaylaştırmıştır. Tebliğdeki son düzenlemeleri madde madde ele alalım: Genel kurulun toplantıya çağrılması MADDE 5 – (1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının ya da üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde yönetim organı, genel kurulu hemen toplantıya çağırır. Genel kurulun gündem maddeleri arasında, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının karşılıksız kaldığı belirtilir. (2) Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının ya da üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı durumlarda farklı bir gündem ile toplantıya çağrılmış olsa dahi bu husus genel kurulda görüşülür. Değiştirilmiş tebliğin 5 inci maddesi şirketin sermaye ile yedek akçeler toplamının en az yarısı veya üçte ikisinin karşılıksız kaldığı takdirde, genel kurulun toplantıya çağırılacağını emretmektedir. Buradaki karşılıksız kalan sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamının TTK88. Madde hükümlerine göre tespit edileceği son derece açıktır. Bu maddeden sonra tebliğin diğer maddeleri zararın sermayeye oranına göre nasıl hareket edileceğini açıklayan hükümleri içermektedir. Zararın sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamının yarısı kadar olması Zararın sermaye ve yedekler toplamının üçte ikisi kadar olması Sermayenin hangi hallerde ve ne şekilde azaltılabileceği Hangi hallerde sermayenin tamamlanabileceği Hangi hallerde ve ne şekilde sermaye artırımının yapılabileceği konuları tebliğin 7/8-9 ve 10 uncu maddelerinde düzenlenmiş olup söz konusu maddeler aşağıya alınmıştır. “Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde genel kurul” MADDE 6 - “(1) Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması durumu zararın, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısına eşit veya bu tutardan çok ve üçte ikisinden az olmasıdır. Bu durumda yönetim organı, genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.” (2) Yönetim organı, son bilançoyu genel kurula sunarak şirketin finansal yönden bulunduğu durumu bütün açıklığıyla ve her ortağın anlayabileceği şekilde anlatır. Bu hususta genel kurula rapor da sunulabilir. (3) Yönetim organı, şirketin mali durumundaki kötüleşmeyi ortadan kaldırmak veya en azından etkilerini hafifletmek amacıyla, uygun gördüğü sermayenin tamamlanması, sermaye artırımı, bazı üretim birimlerinin veya bölümlerinin kapatılması ya da küçültülmesi, iştiraklerin satışı, pazarlama sisteminin değiştirilmesi gibi iyileştirici önlemleri alternatifli ve karşılaştırmalı olarak aynı genel kurula sunar ve açıklar. (4) Genel kurul, sunulan iyileştirici önlemleri aynen kabul edebileceği gibi değiştirerek de kabul edebilir ya da sunulan önlemler dışında başka bir önlemin uygulanmasına karar verebilir. Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde genel kurul MADDE 7 – 1, Zararın, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisine eşit veya bu tutardan çok olması” halinde toplantıya çağrılan genel kurul; a) Kanunun 473 ilâ 475 inci maddelerine göre sermaye azaltımı yapılmasına, b) Sermayenin tamamlanmasına, c) Sermayenin artırılmasına, karar verebilir. Sermayenin azaltılması MADDE 8 – (1) Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisi zarar sebebiyle karşılıksız kalan şirketin genel kurulu, kalan sermaye ile yetinmeye karar verdiği takdirde sermaye azaltımı Kanunun 473 ilâ 475 inci maddelerine göre yapılır. “Sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının özvarlık içerisinde korunması şartıyla, sermaye asgari sermaye tutarına kadar indirilebilir.” (2) Bu madde kapsamında yapılacak sermaye azaltımında yönetim organı, alacaklıları çağırmaktan ve bunların haklarının ödenmesinden veya teminat altına alınmasından vazgeçebilir. Sermayenin tamamlanması MADDE 9 – (1) Sermayenin tamamlanması, bilânço açıklarının ortakların tamamı veya bazı ortaklar tarafından kapatılmasıdır. Kanuni yedek akçelerin yitirilen kısımlarının tamamlanmasına gerek yoktur. Sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi halinde her ortak zarar sebebiyle karşılıksız kalan tutarı kapatacak miktarda parayı vermekle yükümlüdür. Her ortak, payı oranında tamamlamaya katılabilir ve verdiğini geri alamaz. Bu yükümlülük, sermaye konulması veya borç verilmesi niteliğinde olmayıp karşılıksızdır. Ayrıca yapılan ödemeler, gelecekte yapılacak sermaye artırımına mahsuben bir avans olarak nitelendirilmez. (2) Sermayenin tamamlanmasında, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler bakımından Kanunun 421 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, limited şirketler bakımından ise 603 ve devamı maddeleri uygulanır. Sermayenin tamamlanamaması, bazı ortakların kendi istekleriyle tamamlama yapmasına engel oluşturmaz. (3) Bilanço zararlarının kapatılması için getirilen yükümlülükler uyarınca yapılan ödemeler öz kaynaklar içerisinde sermaye tamamlama fonu hesabında toplanır ve takip edilir. “Sermaye tamamlama fonu yalnızca zararların mahsup edilmesi suretiyle kullanılabilir.” Sermayenin artırılması “MADDE 10 – (1) Halka açık anonim şirketler için sermaye piyasası mevzuatı hükümleri saklı kalmak kaydıyla genel kurul tarafından; a) Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması ile birlikte eş zamanlı olarak istenilen tutarda artırımına karar verilebilir. Sermayenin azaltılması işlemi ile birlikte eş zamanlı sermaye artırımında nakdi sermaye taahhüdü Kanunun 344 üncü ve 585 inci maddelerine uygun olarak ödenir. b) Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması yoluna gidilmeden sermaye artırımına karar verilebilir. Bu şekilde yapılacak sermaye artırımında, tescil edilecek sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının özvarlık içerisinde korunmasını sağlayacak tutarın sermaye artırımının tescilinden önce ödenmesi zorunludur. c) Aynı genel kurul toplantısında, bedelleri tamamen ödenmek suretiyle, (b) bendindeki koşul aranmaksızın, sermayenin istenilen düzeyde artırılmasına ve daha sonra azaltılmasına karar verilebilir. Bu şekilde gerçekleştirilecek işlemler sonucunda, tescil edilecek sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının özvarlık içinde korunması zorunludur.” Tebliğ ayrıca, TTK 376 ıncı maddeye göre yapılan hesaplamalarda 1/1/2023 tarihine kadar henüz ödenmemiş olan dövizli borçlarda, kur farkının ve 2020-2021 yılları kira giderleri, amortisman ve personel giderlerinin yarısının dikkate alınmayacağını geçici 1. Madde ile hüküm altına almıştır. Bu tutarlar finansal tablolarda kayda alınmayıp dipnotlarda gösterilecektir. Özellikle 2020 yılında meydana gelen büyük krizin ve COVİD döneminin ülkemize verdiği zararların işletmelerin bilançolarına etkisini azaltmak için yapılan bu düzenlemeler bana göre de gerekli düzenlemelerdir. Geçici madde de aynen aşağıdaki gibidir. GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 1/1/2023 tarihine kadar, Kanunun 376 ncı maddesi kapsamında sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden kur farkı zararlarının tamamı ile 2020 ve 2021 yıllarında tahakkuk eden kiralamalardan kaynaklanan giderler, amortismanlar ve personel giderlerinin toplamının yarısı” dikkate alınmayabilir. “Bu tutarların belirlenmesinde mükerrerlik oluşmayacak şekilde hesaplama yapılır. Bu fıkra kapsamında yapılacak hesaplamalara ilişkin olarak 13 üncü madde uyarınca hazırlanan finansal tablolarda herhangi bir kayda yer verilmeyerek, bu durum bilgi mahiyetinde dipnotlarda gösterilir.” TTK. 376 madde ile ilgili değiştirilen tebliğ sayesinde : Borca batıklık durumunun hesabı daha doğru bir şekilde bulunacaktır. Özellikle mahkemelerdeki bilirkişilerin duraksama ve yanıltıcı hesap yapmaları önlenmiş olacaktır. İşletmelerin haketmediği halde zor duruma düşmesi önlenecektir. Tebliğle getirilen son düzenlemelerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Devamını OkuVarlık barışının muhasebeleştirilmesi
Varlık Barışının Muhasebeleştirilmesi Bir önceki yazımda 7256 sayılı kanunla getirilen varlık barışından bahsetmiş gerek yurtdışı varlıklar ve gerekse yurt içi varlıklar için bu olanaktan yararlanabileceğini anlatmıştım. Vergi mükellefi gerçek veya tüzel kişilerin yurtdışı varlıkları için müracaat edip varlık barışından yararlandıkları takdirde muhasebe kayıtlarının nasıl olacağı konusunda bir takım sorularla karşılaştım. Bu sorular için çok erken olmasına rağmen açıklama yapılması gerekmektedir. Bu yazımızda varlık barışı şartlarını bir kere daha hatırlatarak muhasebe kayıtlarını da göstermeye çalışacağız. Konuyu örneklerle açıklamaya çalışalım. a.Mükellef Ahmet Bey Anonim Şirketi, 05.Ocak.2021 yurt dışında 1.000.000 (bir milyon) doları olduğunu ve bunun için varlık barışından yararlanacağını belirterek bankaya bildirimde bulunmuştur. Her ne kadar bankaya bir formla müracaat ederek bildirimde bulunuyorsak da kayıtlarımızda da iz kalması açısından ben bunu nazım hesaplara şöyle kaydederim. —————-05.Ocak.2021__________________ 900 Vergi barışından borçlular 1.000.000 Dolar 950 Vergi Barışından Alacaklar 1.000.000 Dolar 7256 sayılı kanun gereğince getirilmesi taahhüt edilen 1.000.00/0 doların kayıtlarımıza alınabilmesi ve takibi için ________________ ___________________ Kaydın dolar olarak yapıldığına dikkatinizi çekmek isterim. Ülkemizde her an kurlar değişebilmekte, yukarı veya aşağıya gidebilmektedir. Vergi barışı için müracaat ettiğimizde taahhüt ettiğimiz bedeli getirmek için üç aylık bir süre bulunmaktadır. Eğer kaydı Türk Lirası olarak o günkü kurdan yapmaya çalışırsak, yurtdışı varlığı getirdiğimizde fark olacaktır. Bu durumda iki elimiz bir pabuca girecektir. Taahhüdü kayıtlarımıza almak isterken başka bir takım zarar ve mecburiyetlerle karşı karşıya kalmamak için nazım hesaplara olan kaydı döviz olarak yaparız. b. Bu bildirimden sonra mükellef, söz konusu 1.000.000 (bir milyon) doları 5.Nisan.2021 tarihinde getirerek şirket hesaplarına kaydetmiştir. O günkü kurun 8.10 TL. olduğunu ve bankadaki paranın toplam değerinin 8.100.000 TL olduğu varsayımı ile bu paranın kanuni defterlerimize kaydını yapalım. Unutmamak için önce nazım hesaplardaki kaydı hemen tersine çevirip iptal edelim. _________________05.Nisan.2021_________________ 950 Vergi Barışından Alacaklar 1.000.000 Dolar 900 Vergi Barışından borçlular 1.0000.000 Dolar Vergi barışı için bildirilen bedel geldiğinden nazım hesaplar kaydı iptali _______________ 05.Nisan.2021_______________ 102….Bankalar (Döviz hesabı) 8.100.000,00 549 Özel Fonlar (7256 sayılı yasa Varlık Barışı Fonu) 8.100.000,00 Varlık Barışından yararlanılarak getirilen bedelin muhasebeleştirilmesi Parayı hemen alabilme hakkına sahibiz ve bu parayı hemen aldığımızı varsayalım. _______________5.Nisan.2021_________________ 549 Özel Fonlar (7256 sayılı yasa Varlık Barışı Fonu) 8.100.000,00 331 Ortaklara Borçlar 8.100.000,00 Varlık barışı fonunun alınan karar gereğince ortaklar hesabına kaydı _______________5.Nisan.2021 _________________ 331 Ortaklar Hesabı 8.100.000,00 102 Bankalar Hesabı 8.100.000,00 Özellikle örnek kaydımızda gösterdiğimiz gibi, varlık barışından yararlandığımız takdirde, bir fon hesabı kullanılarak kayıtlara alınan meblağ, karar alınmak kaydıyla başkaca hiçbir vergi veya işleme tabi olmaksızın hemen ortaklara veya gerçek kişi varlık barışından yararlanmışsa, gerçek kişiye dağıtılabilir. c.Muhasebe kayıtları buraya kadar yaptığımız açıklamalara göre yapılabilir. d.Ortak hükümleri bir daha hatırlatmak isterim. Hem yurt dışı ve hem de yurt için varlık barışı için ortak hükümler de aşağıdaki gibidir. 1.)Varlık barışından herhangi bir vergi alınmayacaktır. 2.)Varlık barışı bildirimleri 30.06.2021 tarihine kadar yapılabilecektir. 2) Getirilen ve deftere kaydedilen varlıkların satışından zarar doğarsa bu zararlar kabul edilmeyecektir. 3) Varlık barışı sebebiyle herhangi bir vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. 4) Cumhurbaşkanı, varlık barışı süresini bitişten itibaren altışar aylık olmak üzere bir yıla kadar uzatmaya yetkilidir. 5) Varlık barışı konusundaki esaslar ve düzenlemeler için Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Devamını OkuVarlık barışına derhal müracaat edin
VARLIK BARIŞINA DERHAL MÜRACAAT EDİN Önceki yazılarımızda “Bazı alacakların yeniden yapılandırılması ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki “ 7256 no.lu kanunun yayımlandığı ve bu kanundan nasıl yararlanılacağı konusunda açıklamalar yapılmıştı. Aynı kanunun 21. Maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 93 no.lu geçici madde eklenerek VARLIK BARIŞI düzenlemesi yapılmıştır. Söz konusu varlık barışı, aşağıda açıklayacağımız şekilde yurtdışı ve yurt içi varlıkları kapsamaktadır. Özellikle yurtdışında varlığı bulunanlara, bir çok yazımda bahsettiğim VERGİ CENNETLERİ YASASINI HATIRLATMAK İSTERİM. Türkiye Cumhuriyeti olarak vergi cennetleri yasasını yıllardır uygulamıyoruz. Ama dünya ve ülkemiz, vergi konularında yerinde durmayarak devamlı şekilde yeni anlaşma ve düzenlemeler yapmaktadır. En son haber aldığıma göre 54 ülke ve 17 off shore ülke karşılıklı vergisel bilgi alışverişi veya paylaşımı konusunda anlaşmış olup seneye İsviçre de bu anlaşmayı uygulayacaktır. Yurt dışında olduğu düşünülen 160 ila 200 milyar dolar arası varlık, kesinlikle tesbit edilebilecek, vergi ve ceza ile ülkeye getirilmek zorunda olacaktır. Başta bu sebeple şimdiki varlık barışından faydalanılmalıdır. 7256 sayılı kanunun 21 inci maddesi ile 193 sayılı GVK na eklenen geçici 93 üncü maddeye göre : Yurtdışı varlıklar: Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, bu maddedeki hükümler çerçevesinde, 30/6/2021 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler. Bu varlıklar, yurt dışı banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30/6/2021 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilir. Defter kayıtlarından düşülen, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaz, varlık barışından faydalanılır. Bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Türkiye’ye getirilmişse, söz konusu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla varlık barışından yararlanılır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler, bu madde kapsamında Türkiye’ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilirler. Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmez. Bu madde kapsamında bildirilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Bu hükümden faydalanılabilmesi için birinci fıkra uyarınca bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır. Yukarıdaki düzenlemelerden görüldüğü üzere getirilen yurtdışı varlıklarla ilgili herhangi bir inceleme yapılmayacaktır. Yurtdışı varlık bildirimden sonra üç (3) ay içinde getirilir, mükellefin hesabına kaydedilir ve hemen çekilebilir, kullanılabilir. Yine bu varlıklarla ilgili olarak herhangi bir ispat edici evrak vesaire istenmeyecektir. Yurt dışı varlıklarla ilgili varlık barışından yararlanmak için illa vergi mükellefi veya şirketi olması gerekmez. Herhangi bir vergi mükellefiyeti olmayan kişiler de yurtdışındaki varlıkları ile ilgili vergi barışından yararlanabilir. Yurt içi varlıklar: Gv-KV mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 30/6/2021 tarihine kadar vergi dairelerine bildirilirse, Bildirilen bu varlıklar, 30/6/2021 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilir. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde, dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir. Bu fıkra kapsamında bildirilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması hâlinde, sermaye artırım kararının bildirim tarihi itibarıyla alınmış olması ve söz konusu kararın bildirim tarihini izleyen onuncu ayın sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla, bu madde hükümlerinden faydalanılabilir. Hem yurt dışı ve hem de yurt için varlık barışı için ortak hükümler de aşağıdaki gibidir. C-Yurt Dışı ve Yurt İçi Varlıklar İçin Ortak Hükümler: 1.) Varlık barışından herhangi bir vergi alınmayacaktır. 2) Getirilen ve deftere kaydedilen varlıkların satışından zarar doğarsa bu zararlar kabul edilmeyecektir. 3) Varlık barışı sebebiyle herhangi bir vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. 4) Cumhurbaşkanı, varlık barışı süresini bitişten itibaren altışar aylık olmak üzere bir yıla kadar uzatmaya yetkilidir. 5) Varlık barışı konusundaki esaslar ve düzenlemeler için Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Devamını Oku2021 YILINDA TUTULACAK TİCARİ DEFTERLER VE TASDİK ZAMANLARI
2021 YILINDA TUTULACAK TİCARİ DEFTERLER VE TASDİK ZAMANLARI Yıl sonunda gelecek yıla hazırlık çalışmalarında kullanılacak defterler ve tasdik zamanlarının bir defa daha hatırlatılmasını gerekli görmekteyim. Özellikle de e-defter çıktıktan sonra bu hatırlatma daha da önemli hale gelmiştir. Ymm ve SMMM odaları da bu konuya gereken önemi vererek açıklamalarda bulunmuşlardır. Biz bu çalışmamızda odaların açıklamalarını da göz önüne aldık. MÜKELLEFİYETE GÖRE TASDİK ETTİRİLECEK DEFTERLER: A- GELİR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ İÇİN: 1) Bilanço Esasına Göre Tutulacak Defterler (Gerçek Kişiler); a) Yevmiye Defteri b) Defteri Kebir c) Envanter Defteri 2) Kolektif ve Komandit Şirketler a) Yevmiye Defteri b) Defteri Kebir c) Envanter Defteri d) Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri 3) İşletme Esasına Göre Tutulacak Defter; İşletme Defteri GİB Web sayfası üzerinden. “Defter - Beyan Sistemin” de Elektronik ortamda tutulmaktadır. 4) Serbest Meslek Erbabının Tutacağı Defter; Serbest Meslek Kazanç Defteri GİB Web sayfası üzerinden. “Defter - Beyan Sistemin” de Elektronik ortamda tutulmaktadır. 5) Gerçek Usule Tabi Çiftçilerin Tutacağı Defterler: Çiftçi İşletme Defteri: Zirai işletme hesabı esasına göre kazancı gerçek usulde tespit olunanların (çiftçiler) tutmuş oldukları defterdir ve e defter olarak elektronik ortamda tutulmaktadır. İstenirse bilanço esasına göre defter tutulabilir. Defter beyan sisteminde açılış ve kapanış onayları GİB tarafından otomatik olarak yapılır. Bu defterler kağıt ortamında tutulduğu takdirde geçersizdir. KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ İÇİN: 1) ANONİM ŞİRKETLER a) Yevmiye Defteri b) Defteri Kebir c) Envanter Defteri d) Damga Vergisi Defteri e) Yönetim Kurulu Karar Defteri f) Pay Defteri g) Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri Mevcut durumda kullanılmakta olan, pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri kullanılmaya devam edilebilir. 2) LİMİTED ŞİRKETLER: a) Yevmiye Defteri b) Defteri Kebir c) Envanter Defteri d) Pay Defteri e) Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri veya müdürler kurulu karar defteri (Bu iki defter ayrı ayrı veya yerine tek bir defter tutulabilir.) 3) KOOPERATİFLERİN TUTACAĞI DEFTERLER: a) Yevmiye Defteri b) Defteri Kebir c) Envanter Defteri d) Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri e) Yönetim Kurulu Karar Defteri f) Pay Defteri 4) DERNEK VE VAKIFLARIN İKTİSADİ İŞLETMELERİNİN TUTACAĞI DEFTERLER: a) Yevmiye Defteri b) Defteri Kebir c) Envanter Defteri 5) DİĞER DEFTERLER: (Yukarıda sayılanlar dışında ihtiyaç halinde tutulması gereken defterler) İmalat defteri, Kombine imalatta imalat defteri, Bitim işleri defteri, Yabancı nakliyat kurumlarının hâsılat defteri, Ambar defteri, Anonim Şirketler ve Damga Vergisi için SÜREKLİ mükellefiyetti olanlar DAMGA VERGİSİ DEFTERİ tutmak zorundadır. DEFTERLERİN TASDİK ZAMANI: 1. Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda (Normal hesap dönemleri için ARALIK AYI SONUNA KADAR ); 2. Hesap dönemleri Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda; 3. Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde; 4. Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce. 5. Anonim Şirketler, Limitet Şirketler, Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketler ve Kooperatiflerin İlk kuruluşunda kullanmak zorunda oldukları defterlerinin tamamı ticaret sicilinde onaylatılacaktır. 6. Tasdik yenileme veya ara tasdik veya devam tasdiki., Ocak ayı içinde olur. Bu defterler yevmiye, defterikebir, envanter defteri, yönetim kurulu karar defteri(önce kapanış tasdiki yapılır), damga vergisi defteridir. 7.Kapanış tasdiki yaptırılacak defterler: a.A.Ş. Yönetim kurulu karar defteri, Ocak ayı sonuna kadar b.Yevmiye defteri, izleyen dönemin haziran ayı sonuna kadar 8. E-defter kullanılması halinde yevmiye ve defteri kebir dışındaki defterler notere tasdik ettirilir. 9. Tasdik esnasında notere ticaret sicil tasdiknamesi ibraz edilir. Değişiklik yoksa, eski ticaret sicil tasdiknameleri de geçerlidir. Mükelleflerin bu yazımızı da göz önünde tutarak defterlerini zamanında yazdırmaları ve tasdik ettirmeleri kanunen gereklidir.
Devamını OkuŞirketlerin kendi hisselerini iktisabının KVK açısından durumu
Bursa, 2.Aralık.2020 ŞİRKETLERİN KENDİ HİSSELERİNİ İKTİSABININ KVK AÇISINDAN DURUMU 7256 Sayılı bazı alacakların yeniden yapılandırılması hakkındaki kanunun 17. Maddesi hükümleri önceki yazımızda açıklanmış ve muhasebeleşme konusu da ele alınmıştı. “Tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını, Sermaye azaltımı yoluyla itfa etmeleri hâlinde iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutar sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret sicilinde tescil edildiği tarih, iktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında elden çıkarmaları hâlinde iktisap bedeli ile eldençıkarma bedeliarasındaki fark tutar elden çıkarma tarihi, İktisap ettikleri tarihten itibaren iki tam yıl içerisinde, sermaye azaltımı yoluyla itfa etmemeleri veya elden çıkarmamaları hâlinde, iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutar iktisap tarihinden itibaren iki tam yıllık sürenin son günü, itibarıyla dağıtılmış kâr payı sayılır ve bu tutarlar üzerinden %15 oranında vergi tevkifatı yapılır. Bu fıkra kapsamında tevkif edilen vergiler herhangi bir vergiden mahsup edilemez. ……………….. Bu madde yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yazımız yayımlandıktan sonra gelen sorular karşısında konunun Türk Ticaret Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu açısından da incelenmesi şart olmuştur. Türk Ticaret Kanununun aşağıdaki maddeleri esas alınarak şirketler kendi hisselerini iktisap edebilecektir. MADDE 382- (1) Bir şirket, 379 uncu madde hükümleri ile bağlı olmaksızın; a---------b--------c----------d------------ e) Şirket, ……., kendi paylarını iktisap edebilir. MADDE 383- (1) Bir şirket, bedellerinin tamamı ödenmiş olmak şartıyla, kendi paylarını ivazsız iktisap edebilir. (2) Birinci fıkra hükmü, yavru şirket, ana şirketin paylarını ivazsız iktisap ettiği takdirde de kıyas yoluyla uygulanır. MADDE 384- 382 nci maddenin (b) ilâ (d) bentleri ve 383 üncü madde hükümlerine göre, iktisap edilen paylar, şirket içinherhangi bir kayba yol açmadan devirleri mümkün olur olmaz ve her hâlde iktisaplarından itibaren üç yıl içindeelden çıkarılırlar; meğerki, şirketin ve yavru şirketin sahip oldukları bu payların toplamı şirketin esas veyaçıkarılmış sermayesinin yüzde onunu aşmasın. MADDE 385- (1) 379 ilâ 381 inci maddelere aykırı bir şekilde iktisap edilen veya rehin olarak alınan paylar, iktisapları veya rehin olarak kabulleri tarihinden itibaren en geç altı ay içinde elden çıkarılır ya da üzerlerindeki rehin kaldırılır. MADDE 386- (1) 384 ve 385 inci maddeler uyarınca elden çıkarılamayan paylar, sermayenin azaltılması yoluyla hemen yok edilir. Türk Ticaret Kanununun yukarıdaki 384 üncü maddesinde belirtildiği gibi, iktisap edilen paylar şirket için herhangi bir kayba yol açmadan devirleri mümkün olur olmaz ve her halde iktisaplarından İTİBAREN ÜÇ YIL İÇİNDE ELDEN ÇIKARILIRLAR. 7256 sayılı kanunun 17 inci maddesinde ise iktisap tarihinden itibaren 2 tam yıllık sürenin son günü elden çıkarılmaz ise aradaki farkın %15 i oranında tevkifat yapılacağı hükmü getirilmiştir. Bu hüküm yayımı tarihinden itibaren geçerlidir. TTK hükümlerinden sonra bir de Kurumlar Vergisi Kanununun istisnalar ile ilgili 5 inci maddesinin e fıkrasını da aşağıya almak gerekli oldu. Madde 5 Aşağıda belirtilen kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır: e) Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75'lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50'lik kısmı. …………………………….. Denmektedir. İlgili kanunlardaki bu hükümleri incelediğimizde 7256 sayılı kanundaki süre kanunun yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiş olup yayım tarihinden itibaren uygulanacaktır. Bu hüküm, yasaların geriye yürümezliği ilkesine uygundur. TTK nundaki elden çıkarma veya sermaye azaltma süresi 3 yıl olduğu halde 7256 sayılı kanunda bu süre neden 2 yıldır? Bu sorunun arkasından Kurumlar Vergisi kanunundaki 5-e maddesindeki İstisna akla gelmektedir. TTK.nundaki 3 senelik istisna hükmü, 7256 sayılı kanunla gelir vergisi Kanunundaki değişiklik yapılmasa idi, mükelleflerin kurumlar vergisindeki 2 yıllık İstisna hükmü devreye girebilecektir, yani kurumlar iştirak hissesi satış kazancı İstisnasını kullanabileceklerdi. Yapılan değişiklik bu sebeple iki yıllık sürenin son günü sonuna kadar sermaye azaltımı veya hisse satış hükmünü getirmiştir. Bu hükümle, kendi hissesini iktisap eden şirket, kendi hissesini iki yıldan fazla elde bulundursa da istisna hükmünden yararlanamayacak ve %15 tevkifatı yapıp ödemek zorunda kalacaktır. SONUÇ OLARAK: Bana göre yapılan değişiklik özellikle kendi hisselerini iktisap eden mükelleflerin bu hisseleri bir an önce satması veya sermaye azaltmasını sağlamak üzere yapılmıştır. Cevdet Akçakoca Yeminli Mali Müşavir Bağımsız Denetçi
Devamını OkuMevzuattaki Değişiklikler
Basından Yazılar
Haberler
İHRACAT DÖVİZLERİ 180 GÜN İÇİNDE GELECEK
yeni bir tpkk ile ihracat dövizlerini 180 gün içinde getirmek zorunlu olmuştur
ADRES DEĞİŞİKLİĞİ
29 EKİM MAH. MUAMMER AKSOY CAD. KİRMİKİL İŞMERKEZİ N0 26/18-22 NİLÜFER BURSA ADRESİNDE AKÇAKOCA YMM-BALANS YMM VE BK BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş OLARAK HİZMET VERMEKTEYİZ
BAĞIMSIZ DENETÇİ YETKİSİ ALINDI
ANONİM ŞİRKETLER İÇİN BAĞIMSIZ DENETÇİ YETKİSİ ALDIK
YENİ KİTABIM
A.Ş.'LERDE GENEL KURULLAR VE ANA SÖZLEŞME DEĞİŞİKLİKLERİ KİTABI ÇIKMIŞTIR, BTSO'DAN TEMİN EDİLEBİLİR.
WEB SAYFAMIZ AÇILDI
akcakocaymm.com.tr AÇILDI!!!
Kitabım Çıktı
Muhasebe Maliye Ekonomi Üçgeni İsimli Kitabım Çıktı. Kitapçılardan Bulabilirsiniz.