BİR KAMULAŞTIRMA VE TAPU MACERASI

Bursa, 25.Nisan.2018

 

BİR KAMULAŞTIRMA VE TAPU MACERASI

 

                Bir önceki yazım olan “ ESKİDEN MUHASEBE MÜDÜRLERİ DE DEFTER YAZARDI” başlıklı yazımdan Türkiye’nin her tarafındaki meslektaşlarımdan çok olumlu dönüşler aldım.  Bu dönüşler, benim için büyük moral ve motivasyon oldu.  

                Meslekle ilgili olarak 7103 ve 7104 sayılı yasalar çıktı, ve bu konuda meslektaşlar, yazar arkadaşlar bir çok yazılar yazdı. Esasen bunlar için açıklama tebliğlerini de bekliyoruz.  Mevzuatın yerine oturmasını beklerken bir de araya baskın seçimler girdi.  Hepimizin bir siyasi görüşü vardır.  Tabii benim de var.  Ancak, yıllardır siyasi konuda yazı yazmamaya çalışıyorum.  O konuda sosyal paylaşım sitelerinde yazanlara olumlu, olumsuz yorumlarda bulunuyorum.  Fakat bu sütunları takip eden arkadaşlarım, meslektaşlarım mesleki konuların dışına çıkmamaya çalıştığımı iyi bilirler.

                Önceki yazımda olumlu dönüşler alınca, hadi dedim bu sırada, şu toz dumanın arasına girmeyelim de birazcık şikayetleri dile getirelim.

                Bizler Bursa’da pek farkında değiliz. Çünkü son zamanlarda Bursa’da tapu dairelerinde yapılan düzenlemelerle tereyağdan kıl çeker gibi tapu işlemleri yürütülüyor veya ben öyle zannediyorum.

                Şimdi yıllar, yıllaaar öncesine dönüyorum.

                1956 yılında henüz 11 yaşındayım. Bir gazetede bir bulmacayı çözene Ankara, Çankaya’da bedava arsa vereceklerini bildiren bir ilan  okudum.  Bulmacayı çözdüm ve bir arsa sahibi oldum. Rahmetli annem ve babam çok memnun oldular, süper (!) oğulları ile iftihar ettiler. O sırada oturduğumuz mahallede de epey meşhur oldum.

                Bizim Çankaya’daki arsamız orada durdu. Yıllar geçti. Bir gün Ankara’ya gittiğimde arsayı bulmaya çalıştım. Köylüler, şu anda çamurdan oraya gidemezsin dediler ve ben de aramayı bıraktım. Sonra yine yıllar geçti. Birileri orada villalar olduğunu, arsayı almak istediklerini telefonla söylediler ve bana bir miktar para gönderdiler. Sonra yine yıllar geçti.  Tam bir uzun metrajlı film gibi.

                2016 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü Ankara 4. Bölge Müdürlüğünden bir yazı aldım. Yazıda  arsanın  …. Fiyata  kamulaştırılacağını,  bunu kabul ediyorsam Ankara’ya gelip uzlaşmaya katılmam gerektiğini, aksi takdirde arsa bedelinin tespiti ve yola terkini için dava açılacağını yazıyordu.

                Devleti niye zora koşayım ki. Telefon ettim,  Belirlediğim bir gün ( ki o günü de belirttim) Ankara’ya geleceğimi, saat ( 9 ) da Karayolları 4. Bölge Müdürlüğünde olabileceğimi, mümkünse uzlaşma evraklarının hazır olmasını,  imzalayıp geri döneceğimi telefonda bildirdim. Karşımdaki memur da çok memnun oldu. Hakikaten o gün gittim. Saat 9 da her türlü evrakım hazırdı. Ancak, bunların tapuya götürülüp işlemlerinin yaptırılması gerekiyormuş. (Bu arada güler yüzlü, yardımsever ve vazifelerini tam yapabilmek için çırpınan  Karayolları personeline buradan teşekkür etmeyi ihmal etmek istemem)

                İşte macera orada başladı.

                İşlemler Çankaya Tapu Müdürlüğünde yapılacaktı.  Gittiğimizde girmek ne mümkün.  Amman, bre, anan yahşi, baban yahşi dedik. Sonunda bir memur bizimle ilgilendi. (Bizimle diyorum, bir de hanımı Ankara’ya sürükledim. Birkaç saatte işimiz biter ve biraz gezeriz demiştik ve hiçbir arkadaş veya meslektaşa Ankara’da olduğumuzu da bildirmemiştik.)

                Bu Tapu dairesinde gördüğüm memurların büyük çoğunluğu da yüz yıllar öncesindeki devlet memurları gibi yüzleri asık, ağızlarından dirhemle laf çıkan veya lafı kerpetenle aldığınız kimseler.  Sonuç: Evraklar, orada bırakılacak, bir hafta sonra gelinecek, muameleler hazırsa işleme başlanacak, yoksa hangi gün gelineceği yeniden bildirilecek.

                Sevgili ve değerli memur arkadaşlar: Biz Bursa’dan geldik. Devletimizle pazarlık etmiyoruz, ne verirlerse vatan için millet için kabul ettik. Yapmayın etmeyin dedikse de boşuna. Biz yaparız da ederiz de, bizim bileceğimiz iş, madem ki vatandaşsınız teee bu kaaa. Dediler.

  Vee biz arkamıza baka baka Çankaya tapu müdürlüğünden çıktık. Karayollarına telefon ettik. Oradaki memurlar da aman , zaman diye açıklama yapmaya başladılar. Sizlere yardım için biz evrakı elinize vermiştik. İşlemi yapmadığınız veya yapamadığınız takdirde bundan vazgeçtiğinizi belirtir bir yazı ile evrakı bize göndermeniz gerekiyor dediler. Neyse dediklerini yaptık ve yine arkamıza bakmadan Ankara’dan kaçarak Bursa’ya döndük.

                Bu arada Tapu işlemlerinde bir değişiklik yapıldı. Bu tip kamulaştırmalarda, işlemler istenirse Bursa’da da yapılabilir diye mevzuattaki yeniliği okudum. Bugün Ankara Karayolları 4. Bölge müdürlüğündeki ilgili bürokratla konuştum. Yine her zamanki yardımsever, ağzından bal damlayan arkadaş.  Ama bizim işlem için kesinlikle Ankara’ya gitmemiz gerekiyormuş.  Benim yıllar önce kazandığım arsa, bana hibe olarak verildiği kaydı olduğundan o işlemlerle Ankara’ya gelip uğraşmam gerekiyormuş. Yoksa olmuyormuş.

                Olmazsa olmasın dedim. Ama neden diyorum biliyor musunuz?  Verilecek para bir Ankara seyahatini bile karşılamayacak bir para.  Ne yaparsanız yapın dedim.  Nasıl olsa beni oraya zorla getiremezsiniz.  İşlemleri bir şekilde tamamlayıp benim paramı göndereceksiniz.

                Fakat Tapu dairesi ve bürokrasiyi görüyor musunuz? Siz siz olun Bursa’daki Tapu dairelerine teşekkür edin diyorum.

 

Cevdet Akçakoca

Yeminli Mali Müşavir

Bağmısız Denetçi