Devre mülk sahtekarları

                                                                       Bursa, 1.Haziran.2022

 

            DEVREMÜLK SAHTEKARLARI

 

            Geçen gün, tam işimin çok olduğu, telefon görüşmelerinin ayyuka çıktığı bir zamanda araya bir telefon girdi. Bir hanım sesi, sizin şurada bir devre mülkünüz var, o konuda görüşmek istiyoruz, satın almayı düşünüyoruz dedi. O anda işimin çok olduğunu söyledim ve yine aynı yerde devre mülk sahibi olan bir arkadaşımın telefonunu verdim. Onunla görüşün, o arkadaşım benim namıma da görüşür dedim.

            Bu devre mülk, termal bir devre mülktü. Sahipleri öldükten sonra eskisi gibi çalışıp çalışmadığını bilmiyoruz. Bizim alıştaki anlaşmamız özel olduğu için de bizden aidat vs. gibi bir şey istemiyorlar, devre mülkümüzü kiraya verip vermediklerini bile bilmiyoruz. 20-25 sene önce almıştık.  Para ettiğini de sanmıyorduk.

            Arkadaşım, birkaç saat sonra telefon etti. Cevdet Abi, biliyor musun, burasını almak istiyorlar ve  şu anda 400 ila 550.000 lira arasında ettiğini söylüyorlar. Her ikimiz için de yarın saat 15 e randevu aldım dedi. Tabii her ikimiz de sevindik. Başladık hayaller kurmaya. Ben kesinlikle Orta Asyaya bütün Türk ülkelerine ve Ötükene gidiyorum, ama çok özel bir şekilde. Ne de olsa artık yaşlandık, dikkatli olmak gerekiyor. Arkadaşım, bir yerden ev alıyor vs. vs.

            Ertesi gün, bizi çağırdıkları otele gittik. Otel lobisinde birkaç masada bir takım insanlar konuşuyor, görüşüyor. Fiyatlardan bahsediliyor, bırakın 400.000 i 550.000 liradan aşağı bir söz duymuyoruz. Her ikimizin de ağzı kulaklarında.

            Derken, bir hanım kız geldi. Etekler, hemen hemen belinde, göğsü olduğu gibi ortada, .bir çok dövmeleri var. Siz devre mülk için mi geldiniz? Evet, ….. bilmem kim bey şu anda, karşıdaki masada,…..bilmem kim bey, diğer masada. Ben sizin yanınızda oturayım, size çay kahve söyleyelim. Beklerken de konuşalım diyor. Çok tatlı tatlı da bakıyor.( Aaaaa bir 40 yaş geç olsam diye içimden geçirdim. Hanım, çocuklar ve torunlar duymasın)

            Bilmem ne beyleri beklerken de biz kızın ağzını arıyoruz. Bu devremülkleri yurt dışına pazarlıyorlarmış. Birileri 500-1000 tane birden talep ediyormuş. Özellikle Araplar talipmiş. Bir kısım da muhtelif ülkelerden kişiler talipmiş. Malum ya, 400.000 dolar tutarında mülk alanlar Türk vatandaşlığı alıyorlarmış ya. İşte bu yüzden bizim devre mülklerimizi alıp pazarlıyorlarmış. Otel lobisinde konuşulanlar bunlarmış, hatta diğer lobide de onların bizden aldıkları devremülkleri, yabancılara pazarlıyorlarmış. Breh, brehhh, brehhh.

            Bu arada çaylar, kahveler ve sohbetler. Kızcağız, bizlerin nereli olduğunu soruyor, bulunduğumuz yerlerde bulunmuş oluyor, nerede ise akraba çıkacağız. Ama bizim de acelemiz var.

            Huylanmaya da başladık. İş çok kolay görünüyor. Binlerce lirayı alınca nereye koyacağımızı düşünmekten bir hal olduk. Vakit geçiyor. Bizim randevu saati bir saat de geçti. Ne ben ne de arkadaşım, randevuya uyulmamasını hiç sevmez. Sonuçta tatlı para hayaline rağmen, biz kalkıyor, gidiyoruz dedik.

            Aaa, bir baktık, o diğer masalardaki iki yetkili birden bizim yanımıza geldi. Her biri ayrı ayrı bizimle görüşmek istiyor. Biz iki arkadaş, ikimiz bir fidanız dedik, ikimiz beraber görüşebiliriz dedik. Sonunda ikisi birden bizim masaya oturdular.

            Al takke ver külah, bizim devre mülk tapularımızı gösterdik ama vermedik. Devremülk sözleşmelerimizi de gösterdik yine vermedik. Söyledikleri, aman sizin devre mülkleriniz en kıymetlisi (ha ha ha) , sizin devre mülklerinizin fiyatı 550.000 liradan başlıyor, daha yukarı gidiyor dediler. Peki, parayı hazırlayın, hemen tapudan devrini yapalım dedik.

            Yoook, kazın ayağı öyle değilmiş. Şimdi biz, devremülk bilgilerimizi onlara bildireceğiz. Onlar aynı zamanda bir reklam ve pazarlama şirketi imiş. Bir çok masrafları varmış. Bizim şu anda devremülklerimizin satışı için onlara 30.000 er lira vermemiz gerekiyormuş. Onlar, bu para ile çalışma ve reklam yapacaklar ve bizim mülklerimizi yabancılara pazarlıyacaklarmış.

            Biz, kendilerine hemen müşteri bulmalarını söyledik. 30.000 değil, müşteri bulunursa 100.000 lira vereceğimizi de ilettik ve müsaade istedik kalktık. Biz kalkarken, arkamızdan iç çekildiğini de duyduk ha.

            Sonuç ta bu konuşmadan sonraki kararımız, bunların bir çeşit dolandırıcı oldukları, yapılan işlemin de yeni bir tür devremülk sahtekarlığı olduğunu düşündük. Sevgili okuyucular, siz siz olun, sakın ola ki bu tür kolpolara düşmeyin.

 

                                                                       Cevdet Akçakoca