İşletme hileleri ve anılar 13 bor madenlerinde

BOR MADENLERİNDE:

            Yeminli Mali Müşavirliğin ilk yıllarında İktisadi Devlet Teşekküllerinin yatırım ve ihracat işlemleri de Yeminli Mali Müşavir incelemesine tabi idi.

            Bu sırada, toplamda zannediyorum 7 adet bor tesis ve madenini gezmiştim. Şubat ayında lapa lapa kar yağarken BOZDAĞLAR dan BEY DAĞLARINA geçmiştim. Sabah sabah önüme çıkan köylü kadınlara yol sorduğumda arkalarını dönüyor ve cevap vermiyorlardı, teybe kahramanlık türkülerini koyduğumda, derhal dönüp cevap veriyor ve yolu gösteriyorlardı.

            Bor tesislerinde yanlış hatırlamıyorsam, altın ve gümüş de çıkarılan yerler vardı. Bu tesislere giderken siyanür havuzlarını da görmüştüm. Neyse ki 30 yıl önce de bu havuzlar gayet sağlam yapılmıştı. Yakından takip ediliyordu. Daha sonra Bergama da altın çıkarılması gündeme gelmiş ve ülkemizde kıyametler kopmuştu. Şimdi de Kaz dağlarında çıkarılacak altın için kıyametler koparılıyor. Ama burası 200 -300 yıl önce altına hücum edilen Kaliforniya değil Türkiye. Ülkemizin gazete aydınları biraz da ülkemize itimat etsinler ve teknik olarak daha önceki tesisler gibi yenilerin de en iyisi olacağını bilsinler.

            Bor tesisleri de tamamen özel sektör mantığı ile çalışıyordu o zamanlar. O zamanlar bile bor ihracatı 500-600 milyon dolarlarda idi. 1990 lı yıllarda ihracat istisnasının incelenerek Yeminli Mali Müşavirler tarafından rapora bağlanması esastı.

İsmini vermeyeceğim bir Bor tesisine ihracat istisnası inceleme ve raporu için gittim. Daha o zamanlar yanımda bilgisayar ve yazıcımı da beraberimde götürüyordum. Bir arkadaşımı da yardım için yanıma almıştım.

            Anlatacaklarım şaka gibi ama gerçek.

            Sabah 08 de tesiste olduk. İncelemelere başladık. Her şey gayet iyi gidiyor. İhracatlar usulüne uygun yapılmış. Her türlü evrak çok düzenli olarak bize teslim edildi ve her istediğimiz açıklama da en güzel şekilde yapılıyor. Her şey yasa, tebliğ ve sirkülerlere uygun.

            Öğlen yemeğini tesistekilerle birlikte,  neşeyle  yedik.

            İnceleme de hemen hemen bitmişti.

            İhracat listesi, ihracat faturaları tamam ve usulüne uygun, ihracat gçb leri ,  Döviz alım belgeleri,  Muhasebe  kayıtları  tamam.  Tek düzen hesap planına uygun olarak kayıtlar yapılmış. Bütün fişlerdeki imzalar tamam.

            Raporu yazmaya başladım ve hatta rapor bitti bile. Yalnız bir evrak eksik, bir türlü gelmiyor.  Sanayi sicil   belgesi.  Yok,  bulunamıyor.         Bırakın muhasebe ve ticaret servisini, genel müdür dahil herkes sanayi sicil belgesini araştırıyor. Yok yok yok.

            Saat 15 oldu. Yapılacak bir şey yok. Kimse sanayi sicil belgesini hatırlamıyor, bilmiyor. Halbuki bana göre, hele devlet dairesi olan bir yerde ihracat ta yapılıyorsa, sanayi sicil belgesinin muhakkak olması lazım.

            Üstelik ihraç edilen mal, bizim dünyada lider olduğumuz ve dünya piyasasına hükmettiğimiz bir mal. Olamaz diyorum vesselam, Ama sanayi sicil belgesi bulunamıyor.

            Yazılmış raporu bıraktık. İhracat istisnasını sanayi sicil belgesi olmadığından reddedeceğiz. Bırakın para almayı, benzin parası da cebimizden gitti. Oturduk, benzin parasını verin de gidelim dedik. Dedik ya, tam o sırada aklıma geldi.

            Sanayi sicil belgesi sonuçta o zamanki Sanayi ve Ticaret Bakanlığından alınıyor. Bakanlığın Bursa’da bölge müdürlüğü var. Her sanayi teşekkülünün de bölgede birer dosyası var. Bölge müdürü de senelerdir tanıdığım ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Bursa Bölge müdürlüğünde devrim gibi yenilikler yapmış bir beyefendi.

            Kendisine bir telefon edelim dedik ve konuyu telefonda anlattık.

            Bu tesisin sanayi sicil belgesi olmaz olur mu? Dedi ve dosyayı getirtip inceledi. Nitekim, dosyada sanayi sicil belgesi vardı. Rica ettik, söz konusu belgeyi faksla bize gönderdi ve bu sayede raporumuzu tamamladık. Derin bir oh çektik.

            Rapor yazdığımız tesiste, sık sık müdür, müdür muavini, muhasebe müdürü değişmiş ve firmanın tarihçesini, evraklarının önemini bilen eleman kalmamış, Sanayi Sicil belgesinin ne olduğunu bilen yoktu. Gerekli açıklamaları yaptık, bu tip evrakların nasıl kasada saklanması gerektiğini, zimmetlenmesi gerektiğini, teşvik belgelerinin de yakından takip edilmesi gerektiğini müdür ve memurlara anlattık.

            Uzun bir müddet, bizlerle sık sık temas ettiler. Bilgi sirkülerlerimizi, kitapçıklarımızı kendilerine gönderdik. Emeğimize acımadık, elemanları bilgilendirdik.

            Ancak, ertesi yıl, iktisadi devlet teşekküllerinin yatırım, istisna ve raporlarının Yeminli Mali Müşavirler tarafından yapılması uygulamasından vazgeçildi.

            Birkaç senelik Yeminli Mali Müşavir inceleme ve tasdiki, bu teşekküllerin muhasebe , ticaret ve diğer servislerinin yeniden yapılanmasını sağladı ve kendi müfettişleri her yıl bizim yaptığımız incelemeleri yaparak yanlış yapılmasının önüne geçtiler.

            Tabii, biz bir daha o paraları kazanamadık ama bu teşekküller bizim çalışmalarımızdan da faydalandılar ve gördüğüm kadarı ile daima ileri gidiyorlar.

            Devamlı yatırım halindeler. Son istatistiklere göre bor ihracatı 1 (bir) milyar doları aşmış. Deterjan hammaddesini artık kendimiz yapıyoruz. Tank zırhları konusunda bor mineralleri kullanılmaya başlamış, araştırma ve geliştirme için  merkezler kurulmuş ve ülkemiz de bor konusunda yapacağı yeni ürünlerle dünya ile rekabet edecek ve sadece bor hammaddesi satmak yerine gelişmiş bor ürün ve türevleri satmaya devam edecek.