KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER VE AFLAR

                                                                       Bursa, 03.Ağustos.2023

 

 

KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER VE AFLAR

 

 

            Sevgili okurlar, ben hala bıraktığınız yerdeyim. Yani aflar ve aflar sonrası bilançonun görüntüsünü alt üst eden kanunen kabul edilmeyen giderler.        En son çözüm olarak gösterilen yol 296 hesap idi. Ben bunu uygun görmüyorum. Bir defa bunu baştan söyleyeyim.     

 

            Uygulamada Kanunen Kabul edilmeyen giderler 770 hesabın altında bir alt hesap olarak açılarak kaydedilir.

            Yine KKEG ler çoğu zaman 689 no.lu hesap kullanılarak kayıtlara alınabilmektedir. Oysa 689 no.lu hesap Diğer olağandışı gider ve zararlar hesabıdır.

            KKEG ler ile ilgili bir takım hataları ve yanlışlıkları önlemek için Nazım Hesaplarda da Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler takip edilir ve beyan döneminde beyannamelere doğru bir şekilde kaydedilir. Daha sonra da ticari kara ilave edilip mali kara ulaşılarak beyanname tanzim edilir.

            KKEG ler uygun şekilde kaydedilip beyannamelere de ilave edilmediği takdirde hatalı beyanlarda bulunulabilir. Herhangi bir vergi incelemesinde de bir çok vergi ve cezalar ile karşılaşılabilmektedir.

            Şimdi geliyoruz esas konumuza:

            Belli dönemlerde çıkarılan vergi afları veya düzenlemeleri sonucu ödenmesi gereken vergilerin gider yazılmayıp KKEG olarak kabul edilmesi ve kayıtlara alınması bilanço ve gelir tablolarının dengesini bozmaktadır. Özellikle, son çıkan af yasaları yasa kapsamında işletmeler tarafından ödenen ciddi miktarlardaki vergiler- ticari anlamda gider olduğu halde - mali anlamda gider kabul edilmemesi bir çok işletmenin  bilanço ve gelir tablolarını bozmuş durumdadır.

Matrah Artırımında Bulunan Mükelleflerin Zarar Mahsubu

Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların ya %50’si, veya daha fazla bir miktarı geçmiş yıllar kârlarından mahsup edilmez” hükmü yer almaktadır.

 Böylece mevcut zararın %50si veya belli bir miktarı  işletme zararı olarak kabul edilmez,  yani sermayede meydana gelen zarar olmaktadır. Bu neden ile sermaye erimektedir.

            Öz kaynağın zarar görmemesi için 580 hesap yerine 296 geçici hesap kullanılması sağlanmış ve  genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygunluk sağlanmıştır.

            Son düzenlemeler yapılmadan önce af yasaları bilançodaki öz kaynak kalemlerini alt üst etmiştir.  Aftan yararlananlar için yapılan bir düzenleme ile muhasebe kayıtları yapılırken “689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar” hesabı yerine bilançonun aktifinde bir geçici hesapta yani 296 numaralı hesapta takip edilmesine olanak tanınmıştır.

 Böylece Maliye bakanlığı;

  • Geçmiş yıllardaki af yasaları konusundaki muhasebeleştirmelerin yanlış olduğunu kabul etmiştir.
  • Şirketlerdeki “296” dışındaki kayıtların bilançoyu bozduğunu görmüştür.
  • 296 hesap düzenlemesinin olumlu olduğunu kabullenmiştir.
  • Sermayenin kaybı halinde, borca batık olma durumu doğabilmektedir.
  •  Son düzenleme ile benzer durumlarda da genel Kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygun düşecek şekilde sözü edilen 296 hesap kullanılırsa sermaye kaybı borca batık olma durumu ortadan kalkmış olmaktadır.
  •  Kayıtların düzeltmesi nedeniyle “296-Geçici Hesap’a kaydedilen tutarın geçmiş yıl kârlarından veya yedek akçelerden mahsup edilmesi halinde, bu mahsup işlemi kâr dağıtımı olarak değerlendirilecek ve mahsubu yapılan tutar üzerinden de kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılması gerekecektir.
  •  296 numaralı hesap, ancak 331 numaralı hesapla mahsup yapılması halinde vergisiz olarak mahsup yapılabilme imkanı olabilir. Burada ortaklar razı olmazsa 296 numaralı hesap aktifte kalabilir, bunun  hiçbir sakıncası yoktur.
  • Bankalardan kredi talep ettiğinizde öz kaynak yeterliliği saptamak için firmanın bilançosunu talep ederler. Yapacakları analiz çalışması neticesinde öz kaynak yeterliliğiniz yoksa ve öz kaynaklarınız negatife döndüyse taleplerinizi ret ederler.
  • Firmalar yabancı kaynaklar ile faaliyetlerini devam ettirirken bankalar öz kaynak yeterliliği istiyor ve bu yeterliliğin sağlanmasında borçların / öz kaynaklara oranını hesaplarlar ve bu oranın bankanın istediği oranda olmasını talep ederler.
  • Sonuç olarak aftan yararlanarak indirilemeyecek zararların 296 hesapta kalması halinde sakal ve bıyık meselesi doğmaktadır diyelim.

Bir ikinci yazıda bu konuyu işlemeye devam etmek istiyorum. Kısaca şunu belirtmek isterim ki, af yasalarından yararlanıldığında geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmesi halinde vergi oranları çok fazladır. İkinci yazımda indirilemeyen geçmiş yıl zararlarının cüz’i bir vergi ile geçmiş yıl karları ile mahsubunun yapılması gerektiğini işlemeye çalışacağım.