ORADAN BURADAN VE YAKIN DÖNEM ANILARDAN

Bursa, 16.Ocak.2014

 

ORADAN BURADAN VE YAKIN DÖNEM ANILARDAN

 

                Değerli okurlar, 2013 Mayıs döneminden beri  ülke ekonomisini etkileyen bir takım oluşumlar ve olaylar devam etmektedir. Biz burada mümkün olduğu kadar siyasi değil, ekonomi ve mesleğimizle ilgili konularda yazmaya çalışıyoruz. Daima bardağın dolu tarafını göz önüne alıp Ekohaber gazetemizin kuruluşundan beri yazdığımız yazılarda doğru yorumlarda bulunmaya çalıştık.

                Mayıs ayında birden bire ortaya çıkan bir gezi parkı krizi ile başlayan olaylar, önce dış destekli bir darbe planı ve Batıdaki büyük güçlerin düşüncesine göre kullanma süresi dolan hükümeti değiştirme çabaları olarak düşünüldü. Gezi olaylarına bakıldığında özellikle OTPOR isimli kuruluşun taktikleri öne çıkmıştı. O günlerde olayları yakından takip edenler dışarıdan geldiği iddia edilen bazı yazışmalarla da karşılaştılar. Öyle veya böyle bu gezi olayları ülkeyi salladı ve bir şekilde duruldu derken, bu defa bir cemaat hükümet kavgası başladı.

                Tabii ülke özellikle dövizle ilgili konularda hala hassas. Ben de kendime göre bir takım tahliller yapıyorum ya. Sağda solda dolaşırken bir takım arkadaşlarım, ekonomininnasıl olacağını, dövizin Euro veya Doların yıl sonu değerinin ne olacağını soruyorlar. Tabii bu sorular, kim ne derse desin gururumu da okşuyor. Hani şu kurbağanın şişinmesi gibi şişindikçe şişiniyorum. (!)

                Gezi olaylarından sonra bir arkadaşla bu konuları görüşüyoruz ve ben 2013 yıl sonunda da dolar kurunun 2,00 lira civarında olacağını iddia ediyordum ki yanımda sessiz sedasız duran bir arkadaş, sen ne diyorsun, ben de ekonomistim ve ABD den yeni geldim. Bana göre dolar 2,50 TL. olacak dedi. Ben hayretle arkadaşa baktım. Fazla da bir şey söyleyemedim. Yalnız kurbağa gibi şişinmiş iken patlayıp çatladım.

                Şimdi 2014 yılına geldik. Türkiye’de ekonomik açıdan kan gövdeyi götürüyor. Herkes, endişe içinde. Biz, yıllardan beri olan bütçe, iç ve dış ticaret rakamları, turizm gelir ve gideri ile NEREDEN GELDİĞİ BELLİ OLMAYAN NET HATA VE NOKSAN kalemleri ile özelleştirme gelirlerine bakıyoruz, kısa vadeli borçlara, ülkenin 6 aylık ithalat toplamına ve Merkez Bankasındaki döviz rezervini göz önüne aldığımızda hakikaten dövizin artması için bir sebep göremiyoruz.

                Acaba, kar körlüğüne mi düştük.Bakar kör mü olduk diye düşünmeye başladım.

Neyse ki iki yazı okudum da rahatladım.

  1. Bir tanesi geçen haftaki Ekohaberde yayımlanan Değerli Dost, Prof. DR. İlker Parasız’ın yazısı: İlker hoca kısaca:

 Fiyatların yapışkan olduğu bir ekonomide parasal genişleme sonucu döviz piyasasında kurların birden yükseldiğine tanık olunur. Daha sonra yükselen bu kurlar olması gereken düzeye geriler. Diyerek yazının devamında …..  kanımca TL-dolar kuru da overshooting benzeri bir durum olduğunu düşünüyorum. Eğer bu görüşümde haklı çıkarsam doların 2014 yılı içinde dolar TL kuru 2 bin TL'ye doğru düşecektir diyor. (ifadeleri aynen aldım)

  1. Bir tanesi de Prof. Dr. Güngör Uras’ın yazısı

 Net 41 milyar dolarlık rezerv olduğunu belirtiyor ve yabancı merkez bankalarındaki döviz tutarının da Türkiyeden pek fazla olmadığını açıklıyordu.

 Merkez Bankası’nın 2013 yılı sonunda 114 milyar doları döviz 20.9 milyar doları altın olmak üzere toplam 134.9 milyar dolar rezervi var.
 Bu rezervin 93.8 milyar  dolarlık bölümü Merkez Bankası’nın döviz yükümlülüklerinden  (borçlarından) oluşuyor.

 Merkez Bankası rezervleri ile ilgili hesaplar sadece Türkiye gibi döviz sorunu olan ülkeler için yapılıyor. Birçok zengin ülkenin rezervi bizim rezervlere yakın büyüklükte. Döviz rezervleri Almanya’da 210 milyar dolar, Fransa’da 156 milyar dolar, İtalya’da 155 milyar dolar, İngiltere’de 136 milyar dolar. Ve de bu ülkeler için rezervlerin yeterli olup olmadığını kimse tartışmıyor. Çok ülke döviz rezervini büyütmek istemiyor. Çünkü rezerv merkez bankaları için bir yük. Maliyeti var. Merkez bankaları yüksek maliyet ile döviz toplayarak onu, ucuz faiz ile sağda solda değerlendirmeye çalışmak istemiyorlar. Şeklinde ifadeler olan bir yazıdır.

 

Alıntılar yaptığım Prof.Dr. İlker Parasız ve Prof.Dr. Güngör Uras’ın yazılarına göre Türkiye’nin bir döviz problemi olmaması gerekiyor. Buna rağmen bir döviz problemi var gibi görünüyorsa ve uzun zamandır ilk defa döviz TL. na nazaran daha değerli görünüyorsa, bu bazı tiplerin, kimselerin veya şirket yahut ülkelerin Türk parası üzerinde oyun oynamaları, iktisattaki diğer bir ifade ile spekülasyon yapmalarındandır.

Spekülatörler her zaman kazanamaz. Bunu bilelim.

 

Cevdet Akçakoca

Yeminli Mali Müşavir