Para Politikası – Cari Açık ve Tehlikeler

Bursa; 04.04.2011

 

Para Politikası – Cari Açık ve Tehlikeler

 

 

   Sevgili dostum, değerli hocam İlker Parasız, gazetemizdeki sütununda iki haftadır para politikasının anlaşılmayan yönlerini açıklamaya çalıştı.

 

   Yıllardır yapılamayanı yapıyor Merkez Bankası, ama tam da Başkan Durmuş Yılmaz emekliye ayrılıyorken.

 

   Bu polikita ile benim anladığım kadarıyla;

 

   1) Bankalardaki kısa vadeli mevduat maliyeti yükselecektir.

 

   2) Mevduatlar kısa vadeden uzun vadeye doğru yayılacaktır.

 

   3) Sıcak paranın girmesi önlenmeye çalışılıyor.

 

   4) Değerli TL.sının değeri düşürülmeye çalışılıyor, böylece dış ticaret açığımızın azalması hedefleniyor.

 

   Yine anladığımız kadarıyla bu işlemler, eğer tutarsa yeni bir para teorisi de doğacak.

 

   Yani Merkez Bankası Başkanı giderayak yeni bir teorinin de gelişmesini sağlayacak, göle maya çalıyor bir de tutarsa diyor. Acaba yanlış mı anladım, bilemem?

 

   Şu andaki gidişata göre bu maya tutar mı? Bir de ben düşüneyim dedim. Etrafımıza ve dünyaya birbakalım.

 

   a) Dünyada sağlam yatırım yeri arayan milyarlarca dolar var.

 

   b) Çevremizde sağlam yatırım yeri arayan milyarlarca petro dolar var.

 

   c) Avrupa Birliği devamlı irtifa kaybetmekte, gerek üretim ve gerekse finansman üssü olma özelliğini yitirmektedir.

 

   d) Avrupa ülkelerinin borçluluk oranları çok yüksektir.

 

   e) Etrafımızdaki Akdeniz çanağı ve Orta Doğu’daki Arap ülkeleri büyük bir devrim ve değişim yolundadırlar ve bunu kimse kolay kolay duduramaz. Kendi menfaatine çevirmek de çok zordur. İletişim çağında sömürge taktikleri hemen ortaya çıkar. Güvenli liman ise Türkiye.

 

   f) Dünyada kur savaşları devam ediyor, şu ana kadar Türkiye (1-0) önde.

 

   Şimdi tekrar gelelim ülkemize.

 

   a) Türkiyede, mali kural uygulanıyor.

 

   b) 2011 bütçe açığı / GSYİH hedefi %2,8

 

   c) 2011 büyüme hedefi %5

 

   Dünyadaki likidite bolluğu,  ülkemizin istikrar adası oluşu ve dünya ticaretinin tekrar genişlemesini gözönüne aldığımızda bütçe açığının milli gelirin %2.8 inden aşağı olacağını, son alınan 6111 sayılı mali af (torba yasa) kanunundan sonra belki de hiç bütçe açığı olmayabileceğini görüyoruz. (Hem de seçim olmasına rağmen)

 

   d) Faiz ödemeleri hızla azalıyor. Bu da bütçenin açık vermesini önleyen faktörlerden biri.

 

   e) Cari açık ve kredi notu sorunu.

 

   Ülkemizin ihracatı artıyor. Hedefimizde 500 milyar $ ihracat var. Ancak, resmi rakamlara bakarsak 70 milyar $ larda dış ticaret açığı, turizm ve sair gelirlerden sonra ise 40 milyar $ seviyesinde bir cari açıkla karşı karşıyayız. Kredi değerlendirme kuruluşları bu cari açık sebebiyle Türkiye’nin notunu artırmıyorlar.

 

   - Yüksek cari açık, daima acaba bir finansal kriz  olur mu şüphesini doğuruyor. Bugün için yukarıda belirttiğimiz Türkiye’ye akabilecek likiditeden dolayı cari açık problem değil.

 

   - Cari açığı şu anda, engellemek ekonomide durgunluk demektir.

 

   - Bu durumda enflasyonun yükselmesi ihtimali doğmaktadır.

 

   - Türkiyenin cari açığı olması normal, çünkü halkının tasarrufu az, tüketime doymamış bir toplum yapısı var.

 

   - Yazımızın başında belirttiğimiz bankalar açısından alınan tedbirlerin etkisi, tabii ki klasik bankacı ve iktisatçılar açısından pek olumlu karşılanmaz. Nitekim Bankalar Birliği Başkanı bankacılık yapmaktansa, dağlarda keçi gütmeyi tercih etti, istifa etti.

 

   - Sonuç olarak; Durmuş Yılmaz ve ekibi giderayak göle bir maya çalmışlardır. Bu mayanın yukarıda belirttiğimiz şartlar gözönüne alındıığında tutma ihtimali çok fazladır. Yeter ki bankacılarımız da bu tedbirlerin sonucunun iyi olacağına kanaat getirsinler. Ama ya tutmazsa, işte o zaman kucağımızda kalan bir deneysel bebeğimiz olur.

 

 

 

    

Yeminli Mali Müşavir

Cevdet Akçakoca