SONBAHAR GELİRKEN KRİZ GİDİYOR MU?

Bursa, 27.Ağustos.2009
 
SONBAHAR GELİRKEN KRİZ GİDİYOR MU?
 
Sıcak bir yaz, devam eden moral bozucu bir kriz ve buna rağmen yazın yapılan tatillerden sonra herkes yuvaya yani işine dönmeye başladı.
 
Ben de tatilden döndükten sonra piyasada durumun ne olduğunu araştırmaya başladım. Elde ettiğim sonuçlara göre piyasada bir kıpırdanma başlamış durumda.
 
Yalnız, ihracat yapan firmalar bu krizden çok etkilenmiş durumda, birçoğunun ciroları düşmüş, büyük oranda müşteri kaybetmişler ve moralleri bozuk.
 
Dönüyorum, eski krizleri hatırlıyorum.
 
Çok enteresan, 2002 yılında yazdığım bir yazıda neler demişim, bir bakalım.
 
2000 ve 2001 krizlerini yaşadık, halen kurtulamıyoruz., Döviz istikrarsız. Birtakım acemilikler dönüyor. İhracatçı perişan, sanayici üzgün, tüccar ne yapacağını şaşırmış durumda, tenkid kolay, çıkış nasıl bulunacak, kimse bilemiyor, bilenler dinlenmiyor. Bu düşünceler insanın kafasında birbirini takip edip duruyor. Böyle düşünürken aklıma 1994 krizi geldi. O zaman ben neredeydim? Neler gördüm? Neler yaşadım? Bunları hatırlamakta yarar olduğu kanısı ile bu yazıyı kaleme almak gereğini duydum.
 
1994 yılının Ocak ayının yanlış hatırlamıyorsam 10 uncu günü idi. Bir Çarşamba günü, bu gün yine anılarım beni  aldatmıyarso KARA ÇARŞAMBA diye sonraları isimlendirildi.
 
Tesadüfen o gün İstanbulda bir firmada idim. Firmanın yetkilisi EYVAH dolar gidiyor, ne yapacağız, acaba dolar mı alalım, pozisyon mu değiştirelim dedi. Ben müsaade istedim. Derhal Eminönüne geldim. Kapalıçarşıya Mahmutpaşadan daldım. Dolar 15.000, yürüdüm, döviz 17.000 , ilerledim, döviz 20.000TL. Daha yukarı çıktım, artma devam ediyor 20.000 TL. aşıldı. Arada bir yerde, kapalıçarşının içinde bir şeyler atıştırdım. Dolaşmaya devam ettim. Saat 3 civarında Beyazıt meydanı çıkış kapısına ulaştım. AAA ne göreyim! Dolar 17.000 liraya indi. Döviz büfelerine, kuyumculara neden döviz değerinin düştüğünü sordum. Cevap= Ceplerdeki paralar bitti, kar eden etti, para kalmadı tabii ki doların değeri düşecek dediler. O gün yetkililer bunun farkına varamadı. Çünkü yetkililer, masa başında idi. Masa başında ise Merkez bankası bilançosunun eksi bakiye verdiğini görüyorlardı. Tedbir almaya korktular ve dolar 1994 yıl sonunu 38.000 lira ile bitirdi.
 
Bu seneki kriz, yine içe bağlı ve döviz rezervi azlığından doğan bir krizdi.
 
Bir müddet sonra her şey dengelendi. Büyümeye geçtik. İleri hamleler yapıldı, ölen öldü, kalan sağlar bizim oldu.
 
Geldik 7 yıl sonra 2001 yılına. Yine Merkez bankasında döviz rezervlerinde eksi bakiyeler. Ekonomiden maalesef pek anlamayan bir hükümet ve yine ekonomist değil, hukukçu bir Cumhurbaşkanı. Bir anayasa kitapçığı atılması derhal krizi tetikledi.
 
Yetki kullanamayan, tamamen dışarıdan emir alan, ekonomiyi İMF ye ve dünya bankasına ihale etmiş bürokratlar, dışarıdan dikte edilen kararlar. Bu kararlar ülke için ne kadar geçerli? Herkeste bir şüphe var. Fakat, sonunda bu krizden de başarı ile çıktık ve Cumhuriyet tarihinde görülmeyen sürekli bir büyümeye ulaştık.
 
Yine 7 yıl sonra (Bu 7 yıl peygamberler tarihinde Hz. Musa zamanındaki 7 yıl bolluk, 7 yıl kıtlık söylemini de hatırlatıyor) , bu defa 2008 yılında tamamen dışa bağımlı, korkunç bir kriz. Bu kriz bir yıldır halen devam ediyor. Yumurtalarını tamamen ihracat sepetine dolduranlar, dünya krizinden en çok etkilenenler oldu.
 
Yurt içine iş yapanlardan , sıradan harcıalem mal yapanlar yine en çok etkilenenler arasında oldu. Moda, kalite, değişim ve gelişim satanların cirolarında azalma olmadığı gibi, tam tersine artma da oldu.
 
Modern usullerle çalışan, yıllık bütçe ve program yapanlar, esnek bütçe yapabilenler, iyi elemanlarla desteklenmiş pazarlama servisi olanlar , krediden çok özkaynakla çalışan firmalar, krizden nisbeten daha az etkilendiler.
 
Yazımın başında belirttiğim gibi krizden çıkış başladı gibi görünüyor. Tabii ramazan rehaveti de var. Ancak, ramazan bayramı alışverişleri iç piyasayı biraz canlandıracak. Yalnız bu kriz de Türkiyenin tüccar ve sanayicilerine ders oldu.
 
Bundan sonra,
 
1.       Herkes önce özkaynakla çalışmalı, özkaynak ve işletme sermayesini artırmalı
 
2.       Muhakkak istihsal, yatırım, satış  bütçelerini yapmalı
 
3.       Yaptığı bütçelerin gerçekleşme oranlarını takip etmeli
 
4.       Gerektiğinde esnek bütçe kullanabilmeli
 
5.       En önemlisi de değişen şartlara uyum sağlayabilecek pazarlama stratejileri uygulamalı, herhangi bir dünya krizinde ihracat yapanlar hemen yeni pazarlara yönelmelidir.
 
 
 
İnşallah, diyoruz bu kirizi de artık atlatır ve tekrar büyümeye geçeriz.
 
 
 
Cevdet Akçakoca
 
Yeminli Mali Müşavir