TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİNE GÖRE LİMİTED ŞİRKETLERİN AMME BORÇLARI

Bursa, 13.Eylül.2007

 

TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİNE GÖRE LİMİTED ŞİRKETLERİN AMME BORÇLARI

 


Ülkemizdeki yüzlerce yasa birbiri içine girmiş ve düzenlemeler bazan vergi kanunlarında bazan ticaret kanununda ve bazan da ilgisi olmayan kanunlarda yapılmıştır. Yasa, tebliğ, genel tebliğ, yönetmelik, sirküler içiçe girmiş durumdadır. Herhangi bir konuda bilgi sahibi olmak uzun bir araştırmayı gerektirmektedir.

 

Limited Şirketlerin, ortaklarının borçları, şirketlerde kanuni temsilcilerin durumu ve yurtdışı çıkış yasağı gibi konuların incelendiği ve açıklandığı Seri A No. 1 sayılı Tahsilat Genel Tebliği, 30 Haziran 2007 Tarih ve 26568 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış ve birçok konuya açıklık getirmiştir.

Her iş adamının, her muhasebeci ve yöneticinin söz konusu tebliği bir başvuru kitabı gibi elinin altında bulundurmasında yarar buluyorum.

Bu tebliğin yukarıda saydığım limited şirketin amme borçları, kanuni temsilcilerin durumu ve yurtdışı çıkış yasağını bir veya birkaç yazı konusu yapmayı düşündüm ve

Böylece  okurlarımıza faydalı bir hizmette bulunacağım kanaatine vardım.

Tebliğle ilgili konuları sırasıyla sunmaktayım.

Bu tebliğde konular o kadar açık bir şekilde anlatılmış ki benim yorumum hemen hemen hiç olmayacak, bir çok konuda tebliği aynen almış bulunuyorum.

 

VI. Limited Şirketlerin Amme Borçları

 

1. 6183 sayılı Kanunun 4369 sayılı Kanunla[1] değişik 35 inci maddesinde “Limited şirket ortakları şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.” hükmü yer almaktadır.

 

Bu hükme göre, limited şirket ortakları şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacaklarından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacaklardır.

 

2. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun[2] 503 ve müteakip maddelerinde limited şirketlerin kuruluşu düzenlenmiş, Kanunun 511 inci maddesinde tescil ve ilan edilecek hususlar arasında; ortakların kimliği ve koymayı taahhüt ettikleri sermaye miktarları yer almış, 515 inci maddesinde şirket esas mukavelesinde yapılan her değişikliğin ilk mukavelede olduğu gibi tescil ve ilan edileceği, 519 uncu maddesinde de pay defterinin tutulacağı, bu deftere; ortakların ad ve soyadlarının, pay miktarlarının, vukuu bulan ödemelerin, payların devir ve intikali ve bu hususlarla ilgili değişikliklerin kaydedileceği hükme bağlanmıştır.

 

Aynı Kanunun 520 nci maddesi hükmüne göre de ortaklık payının devri; tescil ve ilan edilmese de noter tasdikli devir sözleşmesi, ortakların devir işlemine muvafakatı ve devrin pay defterine işlenmesi ile hüküm ifade etmektedir.

 

Bu hükümlerin birlikte incelenmesinden de görüleceği gibi, limited şirket ortaklarının kimliği ve şirketteki sermaye hisselerine ilişkin bilgiler; şirketin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen ana sözleşmesinde, bu sözleşmede yapılan değişikliklerde, pay devrinin tescil ve ilan edilmemiş olduğu hallerde pay defterinde yer almaktadır.

 

Burada , limited şirket hisse devri işlemlerinin noter kanalıyla yapılması ve pay defterine işlenmesi halinde tescil ve ilan edilmemiş olması halinde bile hüküm ifade edeceği özellikle belirtilmiştir. Ancak, yapılan her işlemin muhakkak ki tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir.

 

3. 6183 sayılı Kanunun 35 inci maddesi uyarınca limited şirket ortakları hakkında takibe geçilebilmesi için, Kanunun 54 ve müteakip maddelerine göre şirket hakkında yapılan takip muameleleri sonucunda amme alacağının şirketten tahsil imkanının bulunmaması gerekmektedir.

 

Şirketten amme alacağının tahsil imkanın bulunmaması;

 

- Şirketin haczedilen mal varlığının, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan değerleme sonucu, tespit edilen değerlerinin amme alacağını karşılamaması veya satış yapılmasına rağmen amme alacağının tamamen tahsil edilememiş olması,

 

- Şirketin haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması,

 

- Şirketin iflasının istenmiş veya iflasının açılmış olması hallerinde amme alacağının iflas yoluyla takip sonucunda da tahsil edilemeyeceği kanaatinin oluşması,

 

- Borçlu şirketin yapılan araştırmalara rağmen bulunamaması,

 

gibi alacaklı tahsil dairesinin takdir ve tespitine dayalı hallerdir.

 

Yukarıda sayılan hallerde limited şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacaklarını ödemek mecburiyetinde olan gerçek veya tüzel kişi ortaklar, 6183 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca amme borçlusu olup, bu Kanun hükümlerine göre takip edilecektir.

Şirket ortaklarının amme alacaklarının zamanında ödenmesi konusunda hassas davranması şarttır. Aksi takdirde yukarıdaki hükümlere göre kendileri sorumlu tutulacaklar ve ödemek zorunda kalacaklardır.

 

4. Limited şirket ortakları hakkında yapılacak takipte aşağıdaki hususlara dikkat edilecektir.

 

- Öncelikle şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağının ait olduğu dönemde ve ödeme zamanında şirket ortaklarının kimler olduğu ve bu ortakların sermaye hisseleri; şirket ana sözleşmesi, ana sözleşme değişikliği veya pay defterindeki kayıtlardan tespit edilecektir.

 

- Her bir ortağın sermaye hissesine göre takip konusu olan amme alacağından sorumlu olduğu miktar belirlenecektir.

 

- Takip konusu amme alacağının ait olduğu dönemde ve ödeme zamanında pay devri nedeniyle farklı kişilerin ortak olması halinde, payı devreden ve devralan kişiler hakkında müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre takip yapılacaktır.

 

- Ortaklar hakkında takip muamelesine 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesine göre tanzim edilecek ödeme emri tebliği suretiyle başlanılacaktır.

 

Ortakların , herhangi bir takip halinde ne şekilde sorumlu olduğu belirtilen bu madde aynı zamanda ortakların haklarını da belirtmiş olmaktadır. Ortaklar , herhangi bir amme alacağı tahsil talebi geldiğinde, ilgili vergi dairelerinde o tarihteki hisse miktarı kadar sorumlu oldukları konusunda ikaz edebileceklerdir.

 

 

5. 6762 sayılı Kanunun 540 ıncı maddesinde, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecbur oldukları hükme bağlanmıştır. Böyle bir durumda ortaklar hakkında 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılacak takip; 35 inci madde hükümlerine göre sermaye hisseleri oranında olmayacaktır. Ortakların hepsi kanuni temsilci sıfatına haiz olacaklarından, haklarındaki takip 213 sayılı Kanunun 10 uncu ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci maddelerine göre, amme alacağının tamamından müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre yürütülecektir.

 

Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun “Amme alacaklarının korunması” başlıklı ikinci bölümünde yer alan teminat isteme, ihtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk ve diğer koruma hükümleri, yeterli şartların varlığı halinde bu tebliğdeki düzenlemeler dikkate alınarak amme borçlusu sayılan ortak hakkında da uygulanacaktır.

 

Bu hüküm, daha da önemli özellikler taşımaktadır. Ortaklar, müdür sıfatıyla şirketi temsil ve ilzam ettikleri takdirde, kanuni temsilci sıfatını taşıyacaklar ve o zaman amme alacağının tamamından müşterek ve müteselsil sorumlu olacaklardır.

Şirket, anasözleşme düzenlenmesinde bu hususun da dikkate alınarak düzenlemeler yapılmasının ne kadar önemli olduğu açıkça görülmektedir.

 

6. 6183 sayılı Kanunun 35 inci maddesinde 4369 sayılı Kanunla yapılan değişiklik 29.07.1998 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu itibarla, 29.07.1998 tarihi ve bu tarihten sonraki dönemlere ait olan amme alacakları, limited şirketten tahsil imkanı bulunmaması halinde yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde ortaklardan takip ve tahsil edilecektir. Bu tarihten önceki dönemlere ait amme alacakları ise ortaklardan kanun değişikliği öncesi hükümlere göre takip ve tahsil edilecektir. 

 

Tebliğ , bu hükümlerle limited şirket ortaklarının sorumluluklarını hiçbir tereddüde yer bırakmadan düzenlemiştir.

 

Yeminli Mali Müşavir
Cevdet Akçakoca