TATİL VE MALİ TATİL

Datça, 22.Temmuz.2010

 

TATİL VE MALİ TATİL

 

   Birkaç yıl önce mali tatil yasası çıkınca çok ama çok sevinmiş ve bu konuyu işleyen , yasayıçıkaranları kutlayan , meslektaşlarım adına sevincimi belirten bir yazı yazmıştım. Biz , muhasebe mesleğinin hamalları da , yargı personeli gibi belli bir süre içinde hepimiz güzelce tatil yapacaktık. Ne mutlu idi bize, ne mutlu idi ülkemize, bu da bir ilerleme idi!,, İsmet paşa sağ olsa idi, (HADİ CANIM SEN DE) derdi muhakkak ki.

   Çıkan mali tatil yasasına göre, her muhasebe elemanı insan haklarına ve yasalara uygun olarak tatilini yapacak ve topladığı enerji ile yılın geri kalanında devleti ve milleti için çalışmaya devam edecekti. Ancaak, maalesef bu konu , yani herkesin mali tatil yapması konusu yasaya rağmen fikir düzeyinde kaldı. Muhasebe mesleği üzerine yüklenen yeni işler, Temmuzda motorlu taşıtlar vergisi taksidi, kdv beyannamesi, stopaj beyannamesi, ssk beyannamesi, ba-bs formu, bilmem ne aMaliye Müfettişleri, Hesap Uzmanları, Gelirler Kontrolörleri ve de Vergi denetmenleri ile bütün Maliye teşkilatını tatil yapmaktan alıkoyarak mükelleflerin üzerine salmaz mı? Bütün denetim elemanları, mali tatili bir tarafa bırakarak, kahramanca, yiğitçe görevlerini yapabilmek içüün mükellefleri vazifeye çağırıyorlar. Bu yiğitçe çalışmaya karşı siz mükellef olarak ne yaparsınız? Siz muhasebe mesleğinin marabası olarak ne yaparsınız? Tabii ki bu kahramanlığı takdir ederek ve dişlerinizi sıkarak, aynı zamanda Maliye Bakanlığı personel ve denetim elemanlarının sizin dişçinizle ortak olup olmadığını düşünerek ( çünkü dişinizi sıkmaktan dişlerinizi kaybedeceksiniz) onların isteğini yerine getirebilmek için mali tatilinizden fedakarlık ederek onların yiğitliklerine iştirak edeceksiniz değil mi? İsteseniz de istemeseniz de uyacaksınız.

   Bir başka arkadaşım da , mali tatili uygulatmayanların bir komplo gurubu ile ortak olduğunu, hatta bu gurubun Türk Kardiyologlar derneği olabileceğini, çünkü kalp , tansiyon vs. hastalıkların bu gurubun müşterilerini artıracağını söyledi. Bu fikri de makul karşıladım doğrusu.

   Ben , yıllardır olan alışkanlığımdan vazgeçmedim. Büro çalışanlarımla birlikte mali tatili yaptım, yapıyorum, yapacağım. Her türlü kamu personelinin de Türkiye Cumhuriyetinin yasalarına uymasını dilemekteyim.

   Gelelim tatil anılarına. Her zaman olduğu gibi dünyanın son cennetlerinden biri olan Datça’dayım. Güneşte 45 derece sıcaklıkta, fakat klimaya ihtiyaç bırakmayan bir esintinin olduğu nemsiz bir havada güzel denizin tadını çıkarıyorum. Ancak , burada da okumuşlarla başım dertte.

   Yıllardır hiiç seçim kazanamayan partilerin peşinde dolaşan ve her yazılana inanan okumuş dostlarım, kendi fikirlerinin tersine yazan basını okuyanları (yani benim gibileri ) nerede ise linç edecek. Başka bir fikrin bırakın  yazılmasını , okunmasına dahi tahammül edemiyorlar. Ben de, normal bir gazetenin yanına her gün ya sağdan ya da en soldan bir gazete almıyor muyum? Gazetelerimin yırtılmasına zor mani oluyor, ancak bir tavla oynama sözü ile saldırıları durdurabiliyorum.

   Bulunduğum yerde, bir de ne gördüm biliyor musunuz? Bütün vücudunu saran ve de şapkası olan kıyafetlerle denize giren hanımlar. Ne güzel diyorum, bunlar da her ne kadar kıyafet olarak, 21. İnci yüzyıl kıyafeti giymiyorlarsa da 21. Yüzyılın insanları ile birlikte oluyorlar. Kendi gettolarından çıkmışlar. Ama ne göreyim, denizde bazı hanımlar, bu tip kıyafetli hanımlara pek de güzel olmayan sözler söylüyorlar. İşte bu da bir yanlış.

   Ben 20.nci yüzyılın ilk yarısında doğmuş biri olarak, insanların birbirini aşağılamasını, yanlışta olsa bazı hareketlerini çok sert bir şekilde kınamasını yanlış buluyorum. Yanlış yanlışı getirir.

   Tatil anıları derken bunları dile getirmek istedim.

 

Cevdet Akçakoca

Yeminli Mali Müşavir