TÜRKİYE ve BORÇ BATAĞI

Bursa; 10.04.2007

 

 

TÜRKİYE ve BORÇ BATAĞI

( BARDAĞIN DOLU VEYA BOŞ TARAFI)

 

 

   2006 yıl sonu itibariyle makro ekonomi açısından çok olumlu haberler alıyoruz.

 

   Milli gelir resmen 399.673 milyar dolar, ortalama fert başına milli gelir ise 5.500 $’ı geçti. Bu olumlu ve güzel bir haber. Ancak, toplam dış borcumuz 206.471 milyar $ olup bunun %58,7’si olan 121.217 milyar $ özel sektörün borcudur. Dış borç krizi gelirse özel sektörden geleceğe benziyor.

 

   Milli gelir artışına baktığımızda, son 5 yılda milli gelir 253.980 milyar $ artmış, fakat dış işlemler açığı ise son 5 yılda 79,332 milyar $ olmuştur. Dış borç ise 92.879 milyar $ artmıştır. Şöyle bir tablo yapalım.

 

   Milli gelir artışı    =  253.980

   Dış borç artışı    =     92.879

   Cari işlem açığı  =     79.332

   Net artış             =     81.769 milyar $.dır.

 

   İç borç artışını gözönüne almıyoruz. Büyüyoruz, büyüyoruz ama borç ve açıkla.

 

   Tehlike burada. Artık bir şekilde büyümenin dış borç, cari açık ve iç borçla finanse edilmeden olmasına dikkat etmemiz ve makro ekonomik gelişmeleri fertlere yansıtmamız gerekiyor.

 

   Her ne kadar bu tablo kötü gibi görünüyorsa da dünya ülkeleri ile bir karşılaştırma yaparsak yine de ülkemiz için olumlu sonuçlar çıkacaktır.

 

   Milli gelire göre borç oranı ve ülkeler ile bazılarının borçları

 

   1- Lübnan           %209.00  

   2- Japonya         %175.50 – 8 trilyon $

   6- İtalya              %107.80 – 2 trilyon $     

   7- Yunanistan     %104.60

   8- Mısır               %102.90

   9- Singapur        %100.60

 10- İsrail                % 91.00  

 11- Belçika            % 90.30

 22- Macaristan      % 68.60

 25- Almanya          % 66.80

 26- Portekiz           % 65.70 – 1.94 trilyon $

 27- Kanada           % 65.40 – 680 milyar $

 28- ABD                % 64.70 –     9 trilyon $

 28- Türkiye            % 64.70

 28- Fransa             % 64.70 –1.56 trilyon $

 29- Avusturya        % 63.00

 30- Arjantin            % 62.20

 

   Bu listeye baktığımızda ülkemizin durumunun birçok ülkeye göre iyi olduğu, hatta AB’nin birçok ülkesinden çok daha iyi olduğu görülüyor...

 

   Bu ülkelerde faiz oranlarını, enflasyon verilerini ele aldığımızda maalesef faiz oranları ve borçlanma oranlarının ülkemize göre daha iyi olduğunu görüyoruz.

 

   Ülkemizde halen enflasyon oranı %10’larda, faiz oranları ise %17,50 ile 24 arasında değişiyor. Risk, ülke veya istikrarsızlık faizi çok fazla.

 

   Rakamları, istatistiği iyi veya kötü kullanmak mümkün. İstatistik en büyük yalandır. Kullanmaya bağlıdır.

 

   Yazımızın başında rakamları iyi ve kötü olarak kullandık.

 

   Ülkemiz, enflasyon oranı, ülke riski, kayıtdışı ekonomi konuları dışında dünyanın birçok gelişmiş ülkesinden daha iyi verilere sahip.

 

   Öyle ise, ülkemizi aşağılamaktan vazgeçelim ve ülkemizin ekonomik verilerinin daha iyi olması için çalışalım diyorum.

 

   Bu yazıyı başka bir şekilde ele almakta mümkün. Bardağın dolu tarafını mı yoksa boş tarafını mı gözönüne alacağız?

 

   Ben dolu tarafını alalım diyorum.

 

   1- Ülkemiz resmen fert başına 5.500 $ milli gelire sahip. Artık az gelişmiş ülke olmaktan çıkmış.

   2- Enflasyon oranı %10 ve altına düşmüş.

   3- Borçluluk oranı resmi verilere göre dünyanın birçok ülkesinden iyi durumda.

   4- AB’ne ihracat başa baş hale gelmiş.  

   5- Rusya-Çin ve bazı ülkelere bilhassa enerji teminine yönelik açıklar veriyoruz.

   6- Kayıtdışı ekonomiyi kayda alırsak bütün veriler daha iyi olacak.

   7- İhracat 100 milyar $’ı aşacak.

   8- Turizm geliri 50 milyar $’a gidecek.

   9- Gelir dağılımını düzelteceğiz.

 10- Bütçe ve dış ticaret açıklarını azaltacağız.

 

   İşte böyle, yukarıda saydıklarımızı tersinden alırsak bardağın boş tarafını ele almış oluruz. Bu da sadece hem kendimizi psikolojik olarak aşağılamaya yarar, hem de başkalarına karşı kendimizi küçük düşürerek ülke riskini artırmaya yarar.

 

   Tekrarlıyorum, lütfen biraz da bardağın dolu tarafına bakalım.

 

 

Yeminli Mali Müşavir