YAŞ 70

Bursa, 22.Mayıs.2014

 

YAŞ 70

 

                Cahit Sıtkı’nın yaş 35 şiiri varsa, bizim de bugün itibariyle 70 yaşımız var dostlar. Dün itibariyle yani 21 Mayıs tarihi itibariyle bu dünyada 69 yılım bitti ve 70 inci yaşıma girdim.

                Eşimle, çocuklarımla, torunlarımla, gelinim ve damadımla birlikte dün gece doğum günümü kutladık. Torunların hediye alması, benim etrafımda doğum günü kutlaması yapacağız deyip sürpriz doğum günü yapmaları ve doğum günü pastasını üflemeleri. Sürpriz doğum günü hediyesinin ne olduğunu sorduğumda , çocuktan al haberi misali hepsinin birden hediyenin ismini söylemeleri. Tam bir mutluluk tablosu idi.

                70 yaş. Ne kadar çok. Ne uzun süre değil mi? Küçükken gençken bize de öyle geliyordu. Büyüklerimiz, şu yaşıma geldim, her şey daha dün gibi dediklerinde inanamazdık.

                Ben 20. İnci yüzyılın ilk yarısında doğdum. Yani 1945 doğumluyum. 1950 li yıllarda düşündüğümde, 2000 yılı o kadar uzak bir gelecek idi ki tahmin edemezsiniz. 20 inci yüzyılın sonunda, 21. İnci yüzyılın başında çok büyük gelişmelerle karşı karşıya geldik, bilginin gücünün yayıldığını, yeni icad çıkarmaları doya doya yaşadık.

                Kendimizi bildiğimizde yani 1950 li yıllarda cep telefonu nerdeee, normal telefon bile o kadar uzaktı ki. İnanır mısınız, çalıştığımız bir yerde telefon çaldığında açmamak için bin bahane bularak kaçmaya çalışırdık.

                Ama insanlar arasındaki ilişkiler, yardımlaşma çok güzeldi. Mahalleler dikine değil, enine ve boyuna uzanan tek katlı bahçeli evlerden meydana gelirdi. 2 veya 3 katlı evler apartman veya konaktı.

                1960 lı yıllarda üniversitede  ve İstanbul’da idik. Bir toplantıyı hatırlıyorum. İstanbul trafik müdürü Şükrü Balcı: Bütün Türkiye’de 120.000 araç var ve bunların yarısı yani 60.000 tanesi İstanbul’da demişti. Bugün 18 milyon araç var.

                Bu arada istikrarsız yıllar, ülkede bilginin yayılmaya başlaması, dünya ile bütünleşme çabaları, sosyal demokrat fikirlerin yükselişi ama aynı zamanda anarşinin yükselişi ile birlikte 1960 ların sonu 1970 lerin başında askerlik.

                Ne müthiş bir insanmışım ki, bir daha isteyerek görme imkanımın olmayacağı Hakkari’yi çekmiştim ve Yüksekova’da bölük komutanı oldum. İrana, Iraka, ülkemizdeki meşhur Dağlıca’ya yürüyerek gittim. Hem de saatlerce yürüyerek. Hala çizgi roman okurum. Askerde ise o çizgi romanları tam olarak yaşadım. Atatürk’ün dürbününün aynısı, su soğutmalı makineli tüfekler, havanlar, roketatarlar, toplu kovboy tabancaları, sten makineliler, Kırıkkale tüfekleri ve bölüğümde 32 adet at. Tam bir macera. (-43) dereceyi gördüm. Boyumca karda hediklerle yürüdüm, gezdim.

                Askerden sonra her üniversite bitiren gibi İstanbulda kalmak istemiştim. Rahmetli anne ve babamın isteği ile Bursa’ya geldim. Bursa sanayiinin kurulmasını, gelişmesini yaşadım. İş bulma derdimiz yoktu. Herhangi bir firmada kitaplarımı toplamaya başladığımda, herkes bilirdi ki artık o firmada çalışmayacağım. Şimdiki gençler buna inanamaz.

                Yine ihtilaller, fakat Özallı yıllar. Türkiyenin dışa açılması, Sanayinin güçlenmesi, dünya ile rekabet etmeye başlaması. Gelişmeler, gelişmeler, son teknolojiler. İğne iplik yapamayan Türkiye’nin dünya ile rekabet eden bir ülke haline gelmesi.

                Bugünleri yaşayan biri olarak ülkemle gurur duyuyorum. Yurtiçi ve yurtdışı gezilerimde özellikle, kenar mahalleleri gezer, sıradan insanlarla tanışır konuşurum. Bu sayede de seçim sonuçları konusunda gerçeğe yakın tahminlerde bulunabilirim. Yine bu geziler sonucunda ekonomik bakımdan  21. İnci yüzyılın Türkiye yüzyılı olduğundan ve Çinden İngiltereye kadar olan bölgede Rusyayı saymamak kaydıyla tek bir rakibimizin bulunduğunu, onun da Almanya olduğunu, diğer ülkelerle ya başabaş veya onları geçmiş olduğumuz kanaatine vardım.

                16 devlet kuran fakat daha önceki 15 devleti yıkanlar da biziz. Öyle ise bu devletimizi yıkmak için uğraşmayalım. Daima ileri gidelim. Sosyal demokrat, sosyalist, kapitalist, komünist vs.vs. değil SOSYAL REFAH DEVLETİ olmak için çalışalım diyorum.

                Gençlere de önce milleti ve ülkesi ile gurur duymasını, yabancının karşısında aşağılık duygusuna kapılmamasını, ülkemiz vatandaşların hakikaten onlardan çalışkan olduğunu bilmesini ve daima çalışmasını hem de çok çalışmasını, insanlara karşı adaletli ve sevgi dolu olmasını tavsiye ediyorum.

 

Cevdet Akçakoca

Bağımsız Denetçi

Yeminli Mali Müşavir