ANADOL UÇAR GİDER 2

ARTIK GELELİM ANADOL'UN UÇUP GİTMESİNE

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Ecevitin iktidara gelişi ile birçok özel sektör firması devletleştirildi. Kömür madenleri de devletleştirildi. Bize Soma'nın o kaliteli kömürü bazan geliyor, bazan gelmiyordu. Kömür nakliyecisi Celal Kahraman (kendisi vefat etmiştir, oğlu ve torunu şimdiki Karacakaya firmasının sahipleridir)  bizlerin Soma'ya gidip orada görüşmeler yapması ve sözleşme imzalaması gerektiğini anlattı. 

Makine Enerji şefi İlhan Akdölle yola çıktık. Ben yolu bilmiyorum.  İlhan bey tarif ediyor. Balıkesir ve Savaştepe üzerinden Somaya gidiyoruz. Yolda bir yağmur başladı. Somaya 8-10 km. kala yağmur dindi. Ama tam bir köprü üstünden geçiyoruz, birden araba sola çekmeye başladı.

Aman, zaman demedin 3-4 metre yüksekten sol taraftaki tarlaya düştük. Ne de olsa bende pilotluk da var. Öyle bir uçtu ki Anadol, Pilot Cevdet Akçakoca idaresinde dereyi kılpayı ıskaladı ve 4 teker üzerine tarlaya kondu. 

Şaka bir yana hakikaten verilmiş sadakamız varmış. Bir iki metre daha önce uçsaymışız, derenin içine düşüp kesinlikle boğularak ölecektik. 

Bizim elimiz ayağımız titrerken ve ne yapacağımızı düşünürken bir de baktım, iki tane kamyon durdu. Kamyonların şoförleri indi ve koşarak yolun kenarından yanımıza tarlaya indiler. Meğer bunlar bizim kömür nakliyesini yapan Celal Kahraman ve arkadaşının kamyonları imiş. Bizim Anadolun yanına geldiler.  Hep beraber arabaya baktık. Ön aks ikiye ayrılmış. Meğer ondan Anadol, isyan edip uçmayı tercih etmiş. 

Arabanın altına yattılar. Aksı zincirle bağladılar. Çalıştırdım, yola çıktım. Bir baktım, iki araba beni aralarına alıp.  sıkıştırdılar. Ne oluyor dedim. Sen şimdi hızlı gidersin, aks yeniden kırılır, zincir de kopar. İki kamyonun arasında Soma sanayiye gittik ve arabayı bıraktık. 

 

Soma kömür işletmelerinden bir manzara


Oradan Soma belediye başkanına ve kömür işletmelerine gittik. Büyük bir ilgi odağı olduk  ve de büyük sempati de topladık. Atatürkün kurduğu dünya çapındaki bir firmanın yöneticileri işte öyle olur dediler ve İpekişle ilgili her şeyi halletmek için canla başla uğraşmaya başladılar.  İşte Allah, bazan böyle yardım ediyor.  Çıkması çok zor olan kömür tahsisini hemen o gün orada hallettik. İpekiş dört ayak üzerine düştü. 

Ben de kömür tahsisi çıkarmayı da öğrenmiş oldum. Daha sonra birkaç firmaya da kömür tahsisi çıkardım. 

İşte böyle de unutulmaz bir maceramız oldu.