Bursa, 2.Eylül.2014
ÇEVRECİLİK. DOSAB VE BİR ANI
Son zamanlarda Dosab’ın yapacağı bir yatırım sıkça gündeme gelmeye başladı. Yapılan açıklamalara göre yatırım küçük bir elektrik santralı ve büyük bir buhar santralı. Yatırımın en büyük özelliği ise Türkiye’de Bursa’nın yakın çevresinde üretilen linyit kömürünü kullanacak olması.
Yazılı ve sözlü basında açıklamalar, karşı görüşler vs. vs . ortalık toz duman. Malum ülkemizde bir de istemezükçüler var. Bunlar, olumlu veya olumsuz , ülkedeki her yatırıma karşı çıkıyorlar. Ancak, bazan karşı çıkılması gereken yatırımlar da var. Bu konuda isim vermeyeceğim.
Bu toz duman arasında anılarımı tazelemek gerekti.
1980 ‘ li yıllar, Bursa’da Japonların da yardımı ile büyük bir doğalgaz santralı kurulacak. Kıyamet kopuyor. Bu doğalgaz santralı , ovayı mahfedecek, Bursa’nın hava sıcaklığını en az 2 derece artıracak ve buna benzer iddialar. Ben de her şeye maydanoz olan bir yapıdayım. Ülkede genel olarak bir elektrik üretim kıtlığı var. Neye mal olursa olsun, elektrik üretimi şart. Olmayan elektrik en pahalı elektriktir. Diğer yandan, bu yatırıma karşı çıkanlar Mühendisler. Açtım telefonu en çok karşı çıkan mühendis arkadaşı buldum. Sana geliyorum. Nedir bu beni bir aydınlat bakalım dedim. Arkadaş şaşırdı. Sen ne sıfatla bunu soruyorsun diye merakla sorular sordu. Ben de meraklı bir vatandaş olarak niye karşı çıkıyorsunuz, anlamak istiyorum dedim ve buluştuk. Tabii, buluştuğumuzda gördüm ki, bu arkadaşlar istemezükçüler. Neticede Ovaakça Doğalgaz santrali yapıldı, yıllardır da çalışıyor.
Yine 1980 li yıllarda Bursa’nın meşhur bir firmasında çalışıyorum. Kömür kullanıyoruz ve firma parkın kenarında. Kimseyi rahatsız etmeyelim diye o yıllarda, sulu sistem bir baca gazı arıtma sistemi yaptık. Buna rağmen üç-beş gecede bir parktaki işletmeler telefon ediyorlar. Sizin baca yine çevreye is, duman saçıyor diye. Fabrikaya bir gidiyoruz ki, kazancılar, kömürü doldurmuşlar, kontrol etmiyorlar ve uyuyorlar. Yani çevre olayında bir de ihmal konusu var.
Dosab’ın yapmak istediği kömür santralı, ilk bakışta iyi mi kötü mü olacağı anlaşılmayan, hakikaten etrafı toz duman eden bir konu.
Bir kere, mevcut tesislerdeki bir çok buhar üretiminin yerine tek bir üretim mahalli olacak ve daha verimli bir üretim olacak.
Elektrik üretimi pek de önemli olmayan bir miktar olacak. Ancak kendilerine yetecek.
Buhar ve elektrik üretimi tamamen yerli hammadde , yani yerli kömürle yapılacak.
Dosab yöneticileri ve yatırımın planlayıcılarına göre yapılan baca gazı arıtma tesisleri ile çevreye hiçbir zararı olmayacak.
Karşı fikirde olanlar da şunları ileri sürüyor.
1. Günde yüzlerce kamyon veya tır, kömür taşıyacak. Bunların trafiğe,
yola, çevreye vereceği zararları düşünüyor musunuz?
2. Yüzlerce kamyonun taşıyacağı kömürleri nereye yığacaksınız, bunların tahmil, tahliyesi esnasında oluşacak toz yığınlarını nasıl önleyeceksiniz?
3. Kömür, yandıktan sonra çıkan yine yüzlerce ton kül ve cürufu nereye depolayacaksınız, bunların nakliyesi de şehir trafiğini felç eden bir etki etmeyecek mi? Yine bu toz ve cürufun, hele hele lodoslu bir günde nasıl bir çevre felaketine sebep olacağını düşünüyor musunuz?
4. Yüzlerce kamyonun, kullanacağı benzin, yedek parça, ve benzeri malzemelerin bu ülkeye kaça mal olacağını düşünüyor musunuz?
5. Böyle bir tesiste herhangi bir şekilde, eleman ihmallerinin sonuçlarını hesapladınız mı?
6. Yatağan termik santralinin yarattığı çevre ve radyasyon felaketini hatırlıyor musunuz?
Yatırımın lehine ve aleyhine olan bu düşüncelere baktım, baktım, baktım ve
Ben şahsen bir karar veremedim. Siz ne dersiniz?
Cevdet Akçakoca
Bağımsız Denetçi
Yeminli Mali Müşavir