Bursa; 13.08.2009
Donkişot ve Rüzgar Türbinleri
Hemen hemen hepimiz Donkişot’un rüzgar değirmenlerine hücumunu okumuşuzdur. Ben de her rüzgar değirmenini, şimdi ise her rüzgar türbinini gördüğümde gayri ihtiyari, hemen sıska atıyla, berber taşından miğferiyle hücuma kalkmış sıska şövalye Don kişot gayri ihtiyari aklıma gelir. Bu tatilde, Datçada idim. Datça tepelerinde tahminen 10 km. uzunluğunda bir yörede 40 civarında rüzgar türbini saydım. Her birinin boyu 100 metreye yaklaşan rüzgar türbinleri, bir yandan da uzaydan saldıranları hatırlatıyor. Hele gece; kırmızı-beyaz çakan gözleri ile insanı hayallere sürüklüyor.
Güzel bir yatırım, iyi bir yer seçimi, 15 gün içinde bir kere, bir veya iki tanesini dururken gördüm.
Biliyorsunuz, son zamanlarda bir yenilenebilir enerji furyası doğdu. Bu konuda en büyük spekülasyon da rüzgar enerjisinde.
Türkiyenin bütün kurulu elektrik gücü 42 mw. yani yılda 200 milyar kilovat saat, oysa 78 mw. yani aşağı yukarı 370 milyar kilowatsaatlik rüzgar enerjisi yatırımı için müracaat olduğunu duyuyoruz.
Yine aldığımız haberlere göre; Türkiyenin bu yatırım talebi sonucu (1) liralık rüzgarenerjisi türbini yatırımı 5 ila 7,5 liraya çıkmış. Oh ne ala memleket, bir zamanlar bütün terzilerin tekstilci olması gibi herkes rüzgardan bedava elektrik üretip devlete satarak zengin olma hayaline kapılmış.
Neyse ki, çok şükür ki, devlet yetkilileri uyandı da, devletin rüzgar enerjisinden elde edilecek elektriği satın alma garantisini iptal etti. Böylece;
a) Türkiye, rüzgar enerjisi yatırımı çöplüğü olmaktan kurtulacak.
b) Devlet, kullanılmayan elektriğe para vermeyecek.
c) Türkiyenin elektrik iletim ve dağıtım şebekesi çökmeyecek.
d) Türkiye kendi parası ile elektriksiz kalmaktan kurtulacak.
Şimdi gelelim benim görüşümle bazı gerçeklere;
1) Yenilenebilir enerji yatırımları, yani rüzgar ve güneş enerjisi yatırımları olumlu yatırımlardır.
2) Ancak bu yatırımlardan elde edilen elektrik, ancak belirli şartlarda elde edilebilir, yani rüzgar eserken veya güneş varken elektrik elde edilir, aksi taktirde üretim yapılamaz, elde edilen enerji depolanamaz. Enerjinin fazla olduğu zaman kullanılamaz.
3) Enerji olmadığı zaman gerek rüzgar ve gerekse güneş enerjisi hemen devreye giremez. Ancak rüzgar veya güneş varsa devreye girer.
4) Rüzgar veya güneş enerjisinin üretiminden sonra iletimi de önemlidir. Üretimin iletilmesi için güçlü ve yeni şebeke gerekir. Rüzgar veya güneş enerjisi elde edilemediği saatlerde ise bu güçlü şebeke hiçbir işe yaramaz. Böyle bir şebekenin kurulması, aynı zamanda rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarının birkaç misli yatırımı gerektirir.
5) İşte bu yüzden dünyada genel olarak mevcut elektrik üretim gücünün %5 ila %10 u arasında bir rüzgar veya güneş enerjisi yatırımı planlanır.
Görüldüğü gibi Türkiyede 42 mw. kurulu elektrik gücü varsa şu anda Türkiye’de yapılabilecek yenilenebilir enerji (rüzgar veya güneş enerjisi / yatırımı sadece ve sadece en fazla 4 mw. yani yılda 20 milyar kilowat saati geçemez.
Hemen itirazları duyar gibi oluyorum. Hollanda da, Danimarkada, Avusturyada yüzlerce rüzgar türbini çalışıyor diye.
O ülkelerin toplamı Avrupa Birliğini meydana getiriyor, güçlü AB şebekesini gözönüne alırsak, Avrupada da rüzgar enerjisinin, mevcut üretimin %10’una ulaşmadığını görüyoruz.
Türkiyenin, yatırımcılarının aklını başına toplaması, ilmi esasları gözönüne alarak yenilenebilir enerji yatırımı yapması lazımdır. Aksi takdirde “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak da vardır.”
Hayal kurarak yatırım yapılmaz.
Yeminli Mali Müşavir
Cevdet Akçakoca