Bursa, 18.Kasım.2009
DÜNYA KRİZİ- KARA SENARYO-YENİ DENGELER
Bugün, bitmemekte direnen dünya krizini ve sonuçlarını kara gözlüklerimizi takarak incelemek ve birtakım sonuçlara varmak istiyoruz. Özellikle kara gözlüklü komplo teorileri sonucu ne görünüyor.
Dünya nüfusu Wikipedia’dan aldığımız rakamlarda aşağıdaki gibi görünüyor.
Dünya nüfusunda 1 milyara 1802 yılında ulaşılmıştır. 2 milyara 1927 yılında, 3 milyara 1961 yılında, 4 milyara 1971 yılında, 5 milyara 1987 yılında, 6 milyara 1999yılında ulaşılmıştır.
Yukarıdaki rakamlara göre, son 81 yılda dünya nüfusu üçe katlanmıştır.
Birleşmiş Milletler tarafından 2002 yılında yayınlanan tahminlere göre: 7,2 milyara 2010 yılında ulaşılacaktır.
Ülke nüfusları ve GSMH ları
Nüfus GSMH (Milli Gelir-Milyar dolar))
Çin : 1.32 milyar (Dünya''nın 20%''si ) 7,792
Hindistan : 1.12 milyar (17%) 3,289
ABD : 304 milyon (4.6%) 13,794
Endonezya : 225 milyon ( 3.5%) 906
Brezilya : 186 milyon (2.8%) 1,961
Pakistan : 165 milyon (2.5%) 443
Bangladeş : 147 milyon (2.3%) 222
Rusya : 143 milyon (2.2%) 2274
Nijerya : 135 milyon (2.1%) 325
Japonya : 128 milyon ( 2.0%) 4,438
Meksika : 108 milyon ( 1.7%) 1,400
Filipinler : 86 milyon(1.3%) 323
Vietnam : 84 milyon (1.3%) 242
Almanya : 82 milyon (1.3%) 2,906
Etiyopya : 76 milyon (1.2%) Rakam yok
Mısır : 75 milyon (1.2%) 440
Türkiye : 73 milyon (1.2%) 941
Bu rakamlara baktığımızda 1900 lü yılların başındaki dünya toplam nüfusuna bugün tek başına Çin veya Hindistan’ın ulaşmış olduğunu görüyoruz.
Asgari Ücret Düzeyleri:
Ülkeleri asgari ücret düzeyleri açısından incelediğimizde ABD ve Avrupanın gelişmiş ülkelerinde asgari ücretin aylık 2000 dolarlar seviyesinde olduğunu, Türkiye gibi gelişmekte olan birtakım ülkelerde 400-500 dolarlar seviyesinde olduğunu, oysa Çin ve Hindistanda ve benzer diğer ülkelerde aylık 30-50 dolarlar düzeyinde olduğunu görüyoruz.
Teknolojik gelişme, üretim:
Dünya ülkelerinde üretimi incelediğimizde teknik , teknolojik ürünler dahil (otomobil, uçak, makine, bilgisayar gibi ürünler) emek yoğun teknoloji ürünü (tekstil, konfeksiyon vs.) ürünlerin de milli geliri düşük, nüfusu yüksek ülkelerde de üretildiğini ve bu ülkelerin düşük maliyetleri ile dünyanın gelişmiş ülkeleri ile rekabet edebildiklerini görüyoruz.
ABD, Avrupa ve benzeri ülkeler, gerek teknolojik ürünlerde ve gerekse emek yoğun teknolojili ürünlerde Çin, Hindistan, Pakistan, Bengladeş, Mısır, Endonezya gibi ülkelerle rekabet edemez hale gelmişlerdir.
Bu durumda gelişmiş ülkelerde de işsizlik artmış ve alım güçleri de azalmıştır.
Sonuçta tüketim ağırlıklı bu ülkeler , dünyanın üretimini tüketemez hale gelmişlerdir.
Bundan sonra ne olacaktır?
1.Aklımıza gelen ilk şey, iyimser tahminle, dünyada fiyatlar ve ücretlerde yeni dengeler meydana gelecektir. Yani gelişmiş ülkeler, bükemedikleri bileği öpecek, kendileri de ücretlerini düşürecekler. Gerçi tüketimleri azalacaktır ama Çin ve Hindistan gibi ülkelerle rekabet edebilecek hale geleceklerdir.
2. Gelişmiş ülkeler, Çin ve Hindistanın da tüketimi artırması için baskı yapacaklardır, bu durumda bu ülkeler kendi iç tüketimleri için de üretim yapacaklarından dünya bir süre için rahatlayabilecektir. Fakat burada da bir başka konu önümüze çıkacaktır. Acaba dünya kaynakları bu azgelişmiş ülkelerin tüketimi artırması halinde yeterli olacak mıdır?
3. En kötümser senaryoya geliyoruz. Dünyada bugüne kadar olduğu gibi iktisadi krizi sona erdirmek için bir savaş çıkacaktır. Çin ve Hindistanın üretim gücü kırılacak, nüfusları da azalacaktır.
Kara senaryo sonucu dünyada çöküş ve yeni dengeler meydana gelecektir.
Acaba dünya krizi sonucunda bilerek veya bilmeyerek dünya bu yöne mi gidiyor?
Cevdet Akçakoca
Yeminli Mali Müşavir