2023 yılı ülkemiz için kötü başladı diye düşünüyorum. Ülkemiz, birkaç yıldır devam eden Türk parasının değer kaybetmesi ve ihracatın ithalatı karşılama oranı ile ilgilenirken Şubat ayında bir de tabii afetle karşılaştık.
Bu tabii afetin ülkemize maliyetinin en az 100 milyar dolar olabileceği konuşuluyor. Neyse ki devlet, deprem afetinin etkilerini azaltabilmek ve bir an önce normale dönebilmek için derhal faaliyete geçmiştir. En basit çözümü de Keynesyen teoride belirtildiği üzere ÇUKUR AÇ ÇUKUR KAPAT, işçiye ücret ver, paranın kullanılması ve devir hızı ile ekonomide canlanma olacaktır. İnşallah diyoruz.
Tabii afet ile karşılaştığımızda 7440 sayılı af kanunu ile uğraşıyorduk. Bir çok mükellef af yasasından faydalandı ve devlete ek gelir de sağlanmış oldu. Aman ne güzel, devlete ek gelir sağlanacak derken bir de baktık ki ŞİMDİLİK taşıt vergilerinde %100 oranında bir ek vergi geldi.
Yılın ilk yarısında asgari ücrete yapılan zam, piyasayı rahatlatacak derken ne görelim? Fiyatlar - daha asgari ücret farkı işçinin cebine girmeden – asgari ücretle gelen farkı yok edecek kadar artmış. İstatistiklere bakıyoruz, enflasyon çok fazla gözükmüyor, ama enflasyon verilerini daha derinden inceleyince, özellikle gıda enflasyonunun çok fazla olduğunu görüyoruz. Burada özellikle rakamları kullanmıyorum. İşçi cebine giren ve çıkana bakar.
Hükümet veya devlet ben her türlü tedbiri aldım ve işçinin ücretlinin rahatı için gerekli zamları yapıyorum diyor.
Bu söylenenler hemen ihtiyaçlar ile ilgili Maslow teorisini aklımıza getiriyor.
Maslow, gereksinimleri şu şekilde kategorize etmektedir.
- Fizyolojik gereksinimler (nefes alma, besin, yemek, su, cinsellik, uyku, sağlıklı metabolizma, boşaltım)
- Güvenlik gereksinimi (beden, iş, kaynak, ahlak, aile, sağlık ve mülkiyet güvenliği)
- Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel mahremiyet)
- Saygınlık gereksinimi (özsaygı, özgüven, başarı, başkalarına saygı duymak, başkaları tarafından saygı duyulmak)
- Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erdemli, yaratıcı, içten, problem çözücü, önyargısız ve hakikatleri kabul eder olmak)
Bu ihtiyaçlar önem sırasına göre bir üçgen piramit şeklinde gösterilmektedir.
Şekil 1 Maslow Temel İhtiyaçlar Hiyerarşisi – Maslow Teorisi aynı zamanda Maslow Piramidi de denilmektedir.
Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi bir üçgen ve çeşitli bölümlerden oluşmaktadır; her bölüm için üçgenin içinde ve dışında karşılık gelen etiketlerle dikey olarak beş bölüme ayrılmıştır. Üçgenin bölümleri aşağıdan yukarıya doğru etiketlenmiştir:
- Fizyolojik: “Yiyecek, su, barınak, uyku” ya karşılık gelir:
- Güvenlik: “Güvenlik, istihdam, varlıklar” a karşılık gelir:
- Sosyal: “Aile, arkadaşlık, yakınlık” anlamına gelir,
- Aidiyet: “Saygı”, “Öz-değer, başarı, güven” e karşılık gelir;
- Kendini gerçekleştirme: “İç tatmin” e karşılık gelir.
Maslow’un hiyerarşisindeki ihtiyaçlar arasında fizyolojik ihtiyaçlar (yiyecek ve giyim), güvenlik ihtiyaçları (iş güvenliği), sosyal ihtiyaçlar (arkadaşlık), benlik saygısı ve kendini gerçekleştirme yer alır. Beş ihtiyacı ele alan bu hiyerarşi, yöneticiler tarafından çalışanların motivasyonunu daha iyi anlamak ve bunları yüksek üretkenlik ve iş tatminine yol açacak şekilde ele almak için kullanılabilir.
Bu üçgen piramide baktığımızda insanlar için fizyolojik ihtiyaç başta gelmektedir. Dolayısıyla siz işçinin ücretine %50 zam yaptığınızda, fizyolojik ihtiyaçlar bedeli %100 artmışsa, ne yaparsanız yapın insanları tatmin edemezsiniz, ihtiyaçları karşılayamamış olursunuz.
1980’li yıllarda enflasyonlu ekonomide yapılanları hatırlayalım. İşçiye zam, enflasyonda artış, enflasyonda artış, işçiye zam…..Sonuçta Türk parasının değerinin düşmesi ve parada sıfırların artması sonucu doğmuş, alınan tedbirler kimseyi memnun edememişti.
Bana göre halkımızın yapması gereken ayağını yorganına göre uzatmasıdır. Özellikle de devlet görevlilerinin harcamaları kontrol altında tutması önemlidir. Devlet, harcamalarını kontrol eder, lüzumsuz harcamaları önlerse, halk da tüketim ekonomisinden vazgeçerse enflasyonu kontrol altına alabiliriz. Yoksa ALAMAYIZ.