Bütün okuyucularimizin bildigi üzere Türkiye’de ENFLASYON MUHASEBESI yoktur. Ancak , enflasyon muhasebesini dolayli olarak ilgilendiren tedbirler bulunmaktadir. Bu tedbirler, sanayi isletmelerini korumakta, ticaret isletmelerine ise hiçbir faydasi bulunmamaktadir.
Bu tedbirler nelerdi ? Bir defa daha sayalim.
1. Yeniden degerleme
2. Yenileme fonu
3. Hizlandirilmis amortisman
4. Yatirim indirimi
5. Yatirim indiriminde endeksleme
6. Öngörülen yatirim indirimi
7. Istirak hissesi veya gayrimenkul satis karinin sermayeye ilavesi
8. Üretim tesislerinin ayni sermaye olarak konulmasi
9. Maliyet bedeli artirimi
10. Ar-ge vergi ertelemesi
11. Süpheli alacak karsiligi
12. Son giren ilk çikar yöntemiyle stok degerleme
13. Alacak ve borç senetleri reeskontu
14. Ihracat istisnasi
Gibi tedbirlerdir.
Ancak, yabanci para ile olan borç ve alacaklar dönem sonlarinda Merkez Bankasi tarafindan bildirilen kurlarla
degerlendirilecektir. Iste burada devalüasyon yapildigi zaman isletmeler, korkunç bir vergi yükü ile karsilasmaktadir.
Son krizle birlikte, bilindigi gibi döviz degerinde bir taban veya tavan tesbit edilmemis ve döviz kuru tamamen dalgalanmaya birakilmistir. Böylece , firmalar krizin basinda 690.000 lira civarinda olan dolar degerini 31.Mart.2001 tarihindeki GEÇICI VERGI dönemi sonunda 1.020.560 liradan degerlendirmek zorunda kalmislardir. Böylece dolar basina 330.000 lira gibi bir kar dogmustur.
Varsayalim ki kurumun , 100.000 dolar tutarinda bankada döviz tevdiat hesabi ve 900.000 dolar tutarinda yurt disi ihracat alacaklari vardir. Bu durumda 1.000.000.- dolar karsiligi 1.000.000 X 330.000 = 330.000.000.000 yani yazi ile üçyüzotuzmilyar liralik bir kar dogacaktir ve bunun %25 i ise 330.000.000.000 X 25 / 100 = 82.500.000.000 yani yazi ile seksenikimilyarbesyüzmilyon lira GEÇICI VERGI dogacaktir.
Dolar cinsinden ifade edersek 82.500.000.000 / 1.000.000 dolar X 1.020.000 = 80.882 dolar vergi ödenecektir.
Böylece elde mevcut olan dolar cinsinden ifade edilen tutar , 1.000.000 dolardan 80.882 dolar azalarak 919.118 dolar olarak kalacaktir. Yani dolari bir mal gibi algilarsak, raflarda duran malimiz azalmis olacaktir.
Devletin yillardir el atmadigi bu kur farki sorununa da el atmasi gerekmektedir.
Bugüne kadar alindigi iddia edilen DERVIS tedbirlerinde ENFLASYON MUHASEBESI YOKTUR. DERVIS programi da enflasyona bir çözüm getirmemektedir.
Isletmeler, geçici vergi hesap ve ödemelerinde kur farkindan dolayi raftaki mallarinin azalmasi gibi bir durumla karsilasacaklardir. Türk lirasi olarak kar olacagi için hiç kimse bu vergiye isyan etmesin. Ancak, artik vergi indirimi yolu ile kayit disi ekonominin yok edilmesi, kur farklarinin enflasyon oranina göre degerlemesi veya enflasyon muhasebesi gibi kesin tedbirlerin alinmasi için bu kriz bir firsat olabilir kanaatindeyim.
Cevdet Akçakoca
Yeminli Mali Müsavir
25. Nisan . 2001