Bursa, 19.Temmuz.2012
EPDK-BOTAŞ GARİPLİKLER YUMAĞI
Son zamanlarda, gazetelerde sık sık duymaya başladık. İşte, … isimli Sanayi bölgesinin 2000 li yıllardan kalan 7 veya 8 sene önceki doğal gaz taşıma bedeli olarak 7 milyon (eski para ile 7 trilyon) lira para Botaş tarafından talep edilmiş, ilgili sanayi bölgesinin banka hesaplarına bloke konmuş, organize sanayi bölge müdürlüğü de bu bedeli ödemek zorunda kalmış da şimdi mahkemeler devam etmekte imiş, vs. vs. vs.
Bu nasıl garipliktir, hayret hakikaten hayret.
Bu gariplikler yumağını biraz da biz karıştıralım dedim. Bakalım yumağın çözümüne katkımız olacak mı , yoksa biraz daha mı dolaştıracağız. Görelim bakalım.
Dünyada özelleştirmeler hatırlanacağı gibi 1980 li yıllarda başladı, komünist sistemin çöküşünden sonra, eski komünist ülkeler de 1989 dan itibaren özelleştirmelerini tamamladılar. Bir şekilde piyasalarını kurdular, kurumlarını kurdular, faaliyetlerin nasıl yapılacağı konusunu da çözdüler ki biz de ülke olarak bu eski komünist ülkelerden çok miktarda petrol, doğalgaz,lpg almaktayız.
Türkiye’ye gelince bu sistem maalesef bir türlü oturmadı.
2001 yılında 4628 sayı ile Elektrik Piyasası Kanunu çıktı. Bu kanun, elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterebilecek, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin sağlanmasını amaçlamaktadır.
Kanun bunu sağladı mı? Haaayııır.
Peki neden? Çünkü maalesef kanun, bütün bu görevleri yerine getirmek üzere bir “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu” tesis etmiştir.
Söz konusu kurul neler yapar? Bakalım.
1. Bu kurum bir kere kamu tüzel kişiliği olarak kurulmuştur.
2. Kurum, enerji piyasası ile ilgili lisansdan, yatırıma, her türlü izin veya cezalandırmadan fiyatlandırmaya kadar her konuda sonsuz yetkilidir.
3. Elektrik piyasası kuruma bağlıdır.
4. Doğalgaz piyasası kuruma bağlıdır.
5. Petrol piyasası kuruma bağlıdır.
6. LPG piyasası kuruma bağlıdır.
7. Yukarıda 3-4-5-6 ıncı maddelerde saydığımız piyasalarda bu kanunun uygulanması ile ilgili olarak tüzel kişiler veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasındaki ihtilafları çözmek kurumun esaslı vazifelerinden biridir.
Maalesef, bana göre kurum yukarıda 7. inci maddede belirtilen yetkilerini kullanmamakta veya kullanamamaktadır. Böylece de yukarıda belirttiğimiz gariplikler yumağı doğmaktadır.
Dünya’da özelleştirme yıllar önce tamamlandı, bu konuda uygulamalar yapıldı, hazır örnekler var. Fakat her konuda olduğu gibi, bizim Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) meşhur tabirle Amerika’yı yeniden keşfetmeye çalışıyor, ülke gerçeklerini , sanayinin veya tüketicinin ihtiyaçlarını düşünmeden düzenlemeler yapıyor, sonra ne oluyor? Türk adli sistemi, yüzlerce binlerce yeni mahkeme dosyası ile doluyor.
Üstelik, EPDK yı ilgilendiren davalar, yani Elektrik, Doğalgaz, Petrol, LPG konularındaki davalar daha çok mühendislik bilgileri ile hukuk bilgilerinin bir arada olduğu, ancak özel ihtisas sahibi kişilerin karar verebileceği konuları içermektedir. Oysa Türkiye’de bu konuda ihtisas mahkemeleri yoktur. EPDK ile ilgili olarak hem mühendislik, hem hukuk, hem de elektrik konusunda bilgili eleman ve bilirkişiler de piyasada çok azdır. Bu sebeple mahkemeler kilitlenebilmektedir. Kararlar daha da uzun zamanda çıkmaktadır. Malum, geç gelen adalet de adaletsizliktir.
Oysa, kanun, bu tip davaların açılmadan önce EPDK ya müracaat edileceğini, EPDK nın bu konuda yetkili olduğunu belirtmiştir. EPDK ise yukarıda belirtilen, elektrik, doğalgaz, lpg, petrol gibi konulardaki ihtilafları çözmek yerine topu taca atmakta, karar vermemekte ve konunun mahkemelere intikal etmesine sebep olmakta ve mahkemelerin daha da sıkışmasına sebep olmaktadır.
Sonuç olarak, EPDK gariplikler yumağını daha da karıştırmak yerine yumağı çözücü kararlar almalı ve piyasayı rahatlatmalıdır. Esas görevi de budur diye düşünmekteyim.
Cevdet Akçakoca
Yeminli Mali Müşavir