Bursa, 19.Nisan.2018
ESKİDEN MUHASEBE MÜDÜRLERİ DE DEFTER YAZARDI
Bugün 19.Nisan.2018 Dün itibariyle ülkemizde seçim kararı alındı ve aynı anda ekonomi seçim kararlarını olumlu olarak algıladı. Böylece gerek sıcak savaş ve gerekse ekonomik savaş içindeki ülkemiz ekonominin iyimserlik satın alması ile biraz rahatladı. Yaz aylarının gelişi ve turizm gelirinin döviz ihtiyacını azaltması ile bu rahatlama Eylül Ekim aylarına kadar sürecektir.
Benim bu iyimser tahminimden sonra, son zamanlarda çıkan birçok yasa, karar ve tebliğlerle, verilmeyen iade edilmeyen KDV lerle uğraşmaktansa bir anıyı dile getirelim istedim. Malum, insanlar yaşlandıkça daha çok konuşurlarmış. Ben de yazayım bari.
1950 li yıllardan başlayan muhasebe, ithalat, ihracat ve sanayi tesislerinde çalışmalar sonucunda bir çok ilkleri yapmıştım. Düşünebilir misiniz? Muhasebede daha bilgisayar kullanılamazken ben, mühendislik lisanı ile yazılmış muhasebe programı ve ortada tek düzen hesap planı yokken, İktisadi Devlet teşekküllerinin tekdüzen hesap planını bilgisayarda kullanıyordum. İmalatın her bölümüne bilgisayar bağlamıştım. Bütün imalatı takip edebiliyor, maliyetleri takip edebiliyor ve doğru sonuçlar alıyordum. Hem de enflasyona ve bütün belirsizliklere rağmen.
Geçmiş ayın yani diyelim ki, Mart ayının mizanını ve sonuçlarını Nisanın en geç 10 unda alıyordum. Ne zaman mı? 1979 dan itibaren.
Tabii, muhasebe servisimde 10 kişi civarında insan çalışıyordu. O zamanlar, bu sistemi kurmak ve günü gününe sonuçlar almak, yöneticiler için çok iyi idi. Ama muhasebe servisinde çalışanlar için o kadar da iyi değildi. Servisin başında Demokrasi kılıcı gibi duruyordum.
Neyse, zamanı geldi. 1989 yılında emekli oldum. Emekli olur olmaz bir başka firmada işe başladım. Bu firmada yepyeni ve dünya çapında bir tesis kuruyorduk. Muhasebe, yatırım, teşvik, hatta ithalat işlerini bile ben takip ediyordum ve tek başıma idim.
Muhasebeyi de başlatan arkadaş, sıradan ama çok iyi niyetli bir piyasa muhasebecisi ve defter olarak da Amerikan usulü defteri seçmiş. Koccaman ve açıldığı zaman aşağı yukarı 1,5 metre eninde olan bir defter. (Yok galiba çok fazla attım. Ama neyse çok kocaman bir defterdi.) Dediğim gibi tek başıma çalışıyorum ve yıllardır süren alışkanlığımdan herşeyi günü gününe takip ediyorum. Hele ki birisi (patron bile olsa) evrakını zamanında getirmesin, yandı ki ne yandı. Tabii evrak, zamanında gelince yine sonuçlar zamanında çıkıyor.
Muhasebe defteri tek başına, ayrı bir odada duruyor, ben de yine tek başıma ayrı bir odada oturuyorum. Gelenle gidenle ve günlük işlerle bu odada ilgileniyorum. Akşama doğru veya fırsat bulduğumda, diğer odada olan büyük Amerikan defterini ve evrakları elime alıyor, çok dikkatle işlemeye çalışıyorum. Amerikan defterinde hakikaten çok dikkat etmek zorundasınız, bir satırı yanlış bir sütuna işlerseniz, hem yanlışı bulmanız çok zor olur, hem de çok yanlış sonuçlarla karşılaşırsınız.
Dediğim gibi püür dikkat çalışırken, haber verdiler. Benim eski firmamdaki muhasebe servisi olduğu gibi 8-10 kişi birlikte beni ziyarete gelmişler. Arkadaşlar da bunları benim, defterle savaş odama aldılar. Baktım herkes hayretler içinde, aaa, aaa diyor. Ne oldu dedim. Efendim, siz defter işler mi idiniz? Olur mu böyle falan gibi laflar. Onlara göre, göklerde gezen, ulaşılmaz olan ben, yeryüzüne inmiştim gibi geliyordu.
Arkadaşlar, ben neyim, önce muhasebeciyim ve muhasebecinin görevi nedir? Tabii o zaman için defterleri işlemek ve sonuçları elde etmektir. Biz, bulunduğumuz büyük firmada bunu bilgisayarla, en modern usullerle ve işbölümü ile hep birlikte yapıyorduk. Tek başına kaldığınızda tabii ki bunu tek başına ve henüz bilgisayar da almamışsanız, elle yazarak deftere işleyeceksiniz demiştim.
Bunu niye anlattım bir de ona bakalım.
Şimdiki işimde de, denetim yapan elemanlarımın dışında, muhasebeyi ayrı işleyen beyanname hazırlayan elemanlarım var ama aklıma esti. Son çıkan kararlar çerçevesinde, evrakları muhasebeye ben kaydedeyim, elektronik işlemleri işleyeyim ve de beyannameleri bizzat kendim göndereyim dedim. Elemanlar arasında kıyamet koptu.
Yok efendim patron defter işler mi imiş, beyanname gönderir mi imiş?
Arkadaşlar, mesleğin gereğini, hangi işin nasıl yapıldığını bilmek zorundasınız. SMMM de olsanız, YMM de olsanız, Bağımsız denetçi de olsanız, denetim şirketinin patronu da olsanız, önce muhasebecisiniz. Bu yüzden işlemlerin nasıl olduğunu, kayıtların nasıl yapıldığını bire bir bilmek zorundasınız. Ancak o zaman denetimlerinizde ve işlemlerinizde başarılı olursunuz.
Bu da benden meslektaşlara bir ders diyorum. Bütün meslektaşlarıma Saygılarımı sunuyorum.
Cevdet Akçakoca
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi