İFLAS ERTELENMESİNDE ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILIR MI?

Bursa; 14.01.2010

Bilgi; 2010/07

İFLAS ERTELENMESİNDE ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞI AYRILIR MI?

   Dünya ekonomik krizi ile birlikte, ülkemizde uzun zamandır hemen hemen hiç tatbik edilmeyen “iflas ertelenmesi” müessesesi artan bir şekilde tatbik edilmeye başladı.

   İflas ertelenmesi müessesesi TTK içinde bahsi geçen fakat çok az tatbik edilen bir müessese idi. İcra İflas Kanununa eklenen maddelerle müessese işler hale geldi, bu da yetmedi, 5092 sayılı kanunla iflas ertelenmesi süresi (1+1) iki yıldan (1+4) beş yıla çıkarıldı.

   Yargıtaya göre, iflas ertelenmesi, borca batıklık durumunda olan bir sermaye şirketi veya kooperatifin durumunun iyileştirilmesinin mümkün olması halinde iflası önleyen bir kurumdur.

   İflasın ertelenmesi, belirli şartlarla, mesela kayyım tayini ve hakim kararı ile, şirketin konkordatoya veya iflasa gitmesini önler, bir erteleme süresi verilir, bu süre içinde şirket borçlarını öder ve böylece gerek şirketin ve gerekse alacaklıların mağdur olması önlenir.

   Bu tariflere göre iflas ertelenmesinin iyi bir müessese olduğu ekonomiye yararlı olduğu kanaatine ulaşabiliriz gibi geliyor. Ama; maalesef gerek ekonomik şartlar ve gerekse birbirine bağlı borç ve alacak ilişkileri; kazın ayağının öyle olmadığını bize gösteriyor. Bugün itibariyle iflas ertelenmesi müessesesi, alacaklıların aleyhine çalışan, zincirleme piyasayı kilitleyen bir müessese haline gelmiştir. (Tabii bu benim kanaatim)

   Hatta, bana göre son birkaç yıllık iflas ertelenmesi uygulaması bu müessesenin faydalı değil zararlı olduğunu gösterdi. Şirketler ve ticari ilişkiler birbirine bağlıdır.

   Ekonomik sistemdeki bir aksama, zincirleme reaksiyona sebep olur. Siz iflas ertelenmesi kararı ile borç ödemeyi ertelediğinizde, tahsilat yapamayan şirketler de zincirleme reaksiyonla borçlarını ödeyemeyecek duruma düşecek ve piyasada krize sebep olacaktır.

   Bunu bir dereceye kadar önleyecek bir müessese ne olabilir? Sonuç olarak iflas ertelenmesi kararını devletin yargısı vermektedir. Öyle ise ertelenen tutarın da V.U.K. 323. maddesine göre şüpheli alacak kaydedilmesi ve vergisinin de alınmaması kararının  verilmesi gerekir diye düşünüyorum. Böyle bir karar ve uygulama, şirketleri bir nebze olsun rahatlatacaktır. Hiç olmazsa şirketler fazladan vergi vermek zorunda kalmayacaklardır.

   İflas ertelenmesi kararı ile borçlarını ödeyemeyen şirketin alacaklıları bu alacaklarını şüpheli alacak kaydedip gider yazabilmeli ve bu tutarın vergisini ödememelidirler.

   Vergi Usul Kanununun 323. maddesine göre “dava ve icra safhasındaki alacaklar” şüpheli alacak sayılır ve bunlara karşılık ayrılarak gider yazılır, sonradan tahsil edilen tutarlar ise kar zarar hesabına intikal ettirilir.

   İflas ertelenmesi halinde, borçlu aleyhine devletin alacakları dahil olmak üzere hiçbir takibat yapılamamakta ve önceden başlamış olan takipler de durdurulmaktadır.

   Bu hükme göz önüne aldığımızda iflas ertelenmesi kararı alındığında takip yapılamayacağından dolayı “karşılık ayrılamaz” gibi bir kanıya varılabilir.

   Ancak; iflas ertelenmesinde şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz hükmü münakaşa edilebilir bir konudur. İflas ertelenmesi, neticede bir iflas ertelenmesi davası sonucunda olmaktadır.

   Yani Vergi Usul Kanunu 323 üncü maddedeki dava safhası gerçekleşmiş olmaktadır.  Firma, borçları ve alacakları, karar alınırken gerek bilançoda ve gerekse de mahkemede kayıtlıdır. Bana göre V.U.K. 323. madde hükmü yerine gelmiş sayılır.

   Nitekim, hemen hemen aynı düşüncelerle İstanbul Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının vermiş olduğu 23.07.2009 tarih ve 25281 sayılı özelgesinde;

   Gerek alacaklı olduğunuz şirket hakkında  “iflasın ertelenmesi” kararının verilmesi ile iflasa ilişkin şartların varlığının tamamen ortadan kalktığından söz edilemeyecek olması, gerekse iflası ertelenen borçlu şirketin takibi İcra ve İflas Kanunu hükmü uyarınca engellendiği hususları birlikte değerlendirildiğinde iflası ertelenen şirketten tahsil edilemeyen ve Kanunen takibine de imkan olmayan alacaklarınız için mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde şüpheli alacak karşılığı ayırmanız mümkün bulunmaktadır denilmiştir.

   Yine Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı da bir özelgesinde (14/01/2010-122) “iflasın ertelenmesi” kararının verilmesi ile iflasa ilişkin şartların varlığının tamamen ortadan kalktığından söz edilemeyecektir. Bu durumda icra ve iflas kanunu uyarınca borçlunun takibi engellendiğinden şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır. Karşılık, mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde ayrılmalıdır. Şeklinde yanıt vermiştir.

   Bu özelgeler sadece

   a) İflas ertelenmesi kararı verilen şirket için geçerlidir.      

   b) İflas ertelenmesi kararının verildiği dönemde karşılık ayrılabileceğini belirtmektedir.

   c) Bu özelgeye rağmen herhangi bir denetim elemanı özelge konusu şüpheli alacak karşılığı ayrılmasını kabul etmeyebilir.

   İşletmelerin; iflas ertelenmesi kararı aldıran firmalar sebebiyle mağdur olmaması için her şeye rağmen bulunduğu ilin Vergi Dairesi Başkanlıklarına müracaat ederek karşılık ayırabileceğine dair özelge almalarını, özelgenin denetim elemanlarınca kabul edilmemesi halinde ise mahkemeye müracaat edebileceklerini belirtmek isterim.

   Devletin bir adım daha atarak ve borca batıklık halinin tesbiti ile borç ödeme planlarının çok daha ciddi şekilde hazırlanması şartıyla iflas ertelenmesi kararlarının verilmesini sağlaması, ayrıca bu tip alacakların şüpheli alacak sayılması ile ilgili tebliğ çıkarması, piyasanın zincirleme çökmesini önleyecektir.

   Bu yazımın konusu olan iflas ertelenmesi halinde şüpheli alacaklar karşılığı ayrılabilmesi hakkındaki görüşler benim görüşlerimdir. Özellikle tekrar belirtmek istiyorum. Şüpheli alacak karşılığı ayrılabileceğine dair kesin bir yasa maddesi ve kesin bir yargı kararı yoktur. 2009 yılı son dönemi ile 2010 yılı içinde verilmeye başlanan Vergi Dairesi Başkanlığı özelgeleri vardır ve bunlar sadece verilen şirketler için vergi ziyaı cezası uygulanmasını önleyen uygulamalardır. Yoksa herhangi bir denetim elemanının bu özelgeleri kabul etmemesi halinde , alınmayan vergiler , gecikme zamları ile birlikte alınacaktır. Ancak, yargıda kazanılması halinde ödenen vergiler geri alınabilecektir.

   Okurların, iflas ertelenmesi halinde şüpheli alacak karşılığı ayırmak konusunda çok dikkatli olmasını tavsiye ederim.

Yeminli Mali Müşavir

Cevdet Akçakoca