Bursa, 18.Ağustos.2008
KİRA BEDELİNİN ÖDENMESİ VE FATURALARDA YABANCI PARANIN GÖSTERİLMESİ KONUSUNDA BİR İNCELEME
Ülkemiz, bir çok okurlarımızın ve gazete okuyan halkımızın bildiği gibi kayıt dışı ekonominin kol gezdiği, vergi kaçağının son derece fazla olduğu ve de en adaletsiz vergi tipi olan dolaylı vergilerin vergi gelirleri içinde sistemde %70 lerde olduğu bir ülkedir. Son birkaç yıldır bu adaletsizlikleri ortadan kaldırmak ve kayıt içine alabilmek için bir çok çalışmalar yapılmaktadır. İşte bu yazımızda da son zamanlarda yapılan iki düzenlemeden bahsedeceğiz.
1. Kira bedellerinin ödenmesi:
Bir çoklarımızın yine bildiği ve açıkça söylemediği gibi kira gelirlerinde de ödenen
Kira bedeli ile belgelerde veya sözleşmelerde bildirilen kira bedeli arasında da büyük farklar olmakta idi. Devlet bu defa kira gelirlerini de kayıt altına alabilmek için 29.Temmuz.2008 tarih ve 26951 sayılı resmi gazetede 268 sayılı gelir vergisi genel tebliği ile bir düzenleme yapmıştır.
Tebliğin kısaca özü şudur. Vatandaş , 500 liradan fazla aylık kira ödemelerini bankadan yapacaksın. O kadar!!!”
Tebliğin içeriği aşağıdaki gibidir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendiyle Bakanlığımıza, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmiştir.
Bu yetkiye dayanılarak, işyeri ve konut kiralama işlemlerine ilişkin yapılacak tahsilat ve ödemelerin banka veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsikine ilişkin olarak aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.
1. Tevsik Zorunluluğunun Kapsamı
Bakanlığımıza verilen yetkiye istinaden,
- Konutlarda, her bir konut için aylık 500 YTL ve üzerinde kira geliri elde edenlerin,
- İşyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların
kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerinin 1/11/2008 tarihinden itibaren banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
2. Tevsik Zorunluluğu Getirilen İşlemlerde Belge Düzeni
Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden 7.9.1995 tarih ve 22397 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 243 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, 8.1.1996 tarih ve 22577 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 246 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bankalara düzenleme zorunluluğu getirilen, dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsik edilme zorunluluğu uygulaması eskiden olduğu gibi devam edecektir.
Önceki bölümde belirtilen banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracı kılınmak suretiyle, para yatırma veya havale, çek veya kredi kartı gibi araçlar kullanılmak suretiyle yapılan tahsilat ve ödemeler karşılığında dekont veya hesap bildirim cetvelleri düzenlendiğinden bu belgeler tevsik edici belge kabul edilecektir. Bankaların internet şubeleri üzerinden yapılan ödeme ve tahsilatlar da aynı kapsamdadır.
3. Tevsik Zorunluluğu Kapsamında Olmayan Tahsilat ve Ödemeler
Mükelleflerce,
- Her bir konut için aylık tutarı 500 YTL’ nin altındaki konut kira geliri ile
- Mahkeme ve icra yoluyla yapılan konut ve işyeri kira gelirine ilişkin tahsilatlar
Tebliğle getirilen zorunluluk kapsamında değildir.
Öte yandan aynî olarak yapılan söz konusu ödemelerin bu zorunluluk kapsamında olmadığı tabiidir.
Örnek 1:
Bay (A)’ya ait olan iki adet konut 2008 yılında kiraya verilmiş olup konutların aylık kira geliri 500’er YTL’dir. Bu durumda Bay (A) 1/11/2008 tarihinden itibaren söz konusu konutlara ait kira gelirlerini, banka veya PTT aracılığıyla tahsil edecek ve gerekli durumlarda bu kurumlar tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edecektir.
4. Ceza Uygulaması
Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinde yer alan hüküm uyarınca, mükerrer 257 nci maddeyle getirilen zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.
Anılan madde uyarınca bu Tebliğ ile 1/11/2008 tarihinden itibaren getirilen zorunluluklara uymayanlara kesilecek ceza, 2008 yılı için;
- Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 1.490 YTL’den,
- İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında 680 YTL’den,
- Yukarıda yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 320 YTL’den
az olmamak üzere her bir işlem için bu işleme konu tutarın %5’idir.
2009 ve sonraki yıllara ilişkin olarak, Vergi Usul Kanununun Mükerrer 414 üncü maddesi uyarınca bu yıllar için belirlenecek asgari ceza tutarları dikkate alınacaktır.
Örnek 2:
Bayan (B)’ye ait olan ve 2008 yılına ilişkin aylık 450’şer YTL kira geliri bulunan üç adet işyeri için kiracılar tarafından 250’şer YTL’lik kısım banka aracılığıyla, kalan tutarlar ise elden nakit olarak ödenmiştir. İşyerlerini kiralayan mükelleflerden biri birinci sınıf tüccar, diğerleri serbest meslek erbabı olarak faaliyette bulunmakta olup Bayan (B)’nin gelir vergisine ilişkin başka bir faaliyeti yoktur.
Bu durumun tespit edilmesi halinde Bayan (B) ile kiracı mükellefler adına, üç işyeri için elden yapılan tahsilat ve ödeme işleminin her biri için ayrı ayrı, Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinde belirlenen ceza tutarından az olmamak üzere özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Elden yapılan tahsilat ve ödemelerin %5’inin asgari ceza tutarının altında kalması halinde ise her bir işlem için asgari ceza tutarı kadar ceza kesilmesi gerekmektedir.
Örneğimizde Bayan (B) ile kiracılara, 1/11/2008 tarihinden itibaren her bir işlem için, (elden yapılan tahsilat ve ödeme tutarının %5’inin asgari ceza tutarının altında kalması nedeniyle) 2008 yılına ilişkin belirlenen tutarlarda ceza uygulanacaktır. Aynı durumun 2009 ve sonraki yıllarda da devam etmesi halinde bu yıllar için belirlenecek asgari ceza tutarları dikkate alınacaktır.
Tebliğ olunur.
Denilerek düzenleme yapılmış ve 1.11.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere yayınlanmıştır.
Şimdi mükellefler bu tebliğdeki hükümleri yerine getirmek zorundadır. Aksi takdirde yani tebliğ hükümleri gereği ödemelerini banka vasıtasıyla yapmayanlar yarın öbürgün bu Maliye haksız yere bana ceza veriyor demesin diye hatırlatmak isterim.
2. Faturalarda Yabancı para birimi ve Türk para birimi kullanılması konusu
Ülkemiz dünyaya açılmış, ihracat ve ithalat toplamı yani dış ticaret hacmi 350 milyar doları aşmış bir ülke olmuştur. Birçok firmalarımız gerek yurt dışında ve gerekse yurt içinde ticaret , ithalat, ihracat yapmaya başlamış ve bazı kavramlar da bu meyanda karışmaya başlamıştır.
İşte bu kavram kargaşasına son verebilmek ve de biraz daha gelir veya ceza geliri de temin edebilmek için Maliye Bakanlığı 01.08.2008 tarih ve26954 sayılı resmi gazetede yayımlanan 385 sayılı Vergi Usul kanunu genel tebliği ile yeni bir düzenleme yaparak bu konudaki cezaların neler olacağını açıklamıştır.
Tebliğin ilgili kısımları aşağıdaki gibidir.
Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile ilgili bazı konularda tereddütler oluştuğu anlaşılmış olup, söz konusu tereddütleri gidermek ve uygulama birliği sağlamak amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
Yabancı Para Biriminde Düzenlenen Faturalarda Türk Para Birimi Karşılığı Bulunmaması Durumunda Uygulanacak Ceza
Vergi Usul Kanunun 229 uncu maddesinde faturanın tanımı yapılmış, 230 uncu maddesinde ise faturada bulunması gereken asgari bilgiler sayılmıştır. Bu asgari bilgiler içerisinde malın veya işin fiyatı ve tutarı da yer almaktadır.
Anılan Kanunun 215 inci maddesinde de, kayıt ve belgelerde Türk Para biriminin kullanılacağı, belgelerin Türk Parası karşılığı gösterilmek şartıyla yabancı para birimine göre de düzenlenebileceği, yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk Parası karşılığı gösterilme şartı aranmayacağı hükme bağlanmıştır.
Söz konusu Kanunun 352 nci maddesinin II-7 bendinde, vergi beyannameleri, bildirimler, evrak ve vesikaların kanunen belli şekil ve muhteviyatı ve ekleri ile bunlarla ilgili olarak yapılan diğer düzenlemelere uyulmamış olması fiili II. derece usulsüzlük sayılmıştır.
Aynı Kanunun 215 inci maddesine göre, yurt içindeki müşteriler adına yabancı para biriminde düzenlenen faturalarda, yabancı para birimi tutarı ve Türk para birimi tutarı yer almak zorundadır. Yabancı para biriminde düzenlenen faturada, Türk para birimi tutarı karşılığı bulunmaması usule ve şekle ilişkin bir usulsüzlük olup, bu fiil dolayısıyla mükellef adına anılan Kanunun 352 nci maddesinin II-7 bendi uyarınca ikinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.
Yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen faturalarda ise Türk para birimi karşılığı gösterilme şartı aranmayacağı tabiidir.
Tebliğ olunur.
Denilerek yurt içinde kullanılan faturalarda Türk parası birimi karşılığının bulunmaması halinde ikinci derecede usulsüzlük cezası kesileceği açıklanmış ve bir ihtilaf konusu daha sona ermiştir.
Yeminli Mali Müşavir
Cevdet Akçakoca