Bursa, 20.Kasım.2008
KRİZ-EKONOMİ YÖNETİMİ VE BİR ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Dünya ekonomik krizinin etkileri dalga dalga yayılmaya devam ediyor. Dünya ülkeleri elbirliği ile bir takım tedbirler almaya çalışıyor. Biz Türkiye olarak ne yapıyoruz?
Bu konularda şu anda çok ciddi şeyler yazmak biraz yanlış olacak. Kriz bizi teyetmi geçiyor, yoksa krizin göbeğinde miyiz? Bunu tesbit etmek pek kolay değil. Ama kriz ülkemizi etkiliyor. Hadi bu kriz de geçer diyelim ama deler de geçer lafını unutmayalım.
Krizin başlangıcında bir yazı yazmış ve en kolay yolun işçi çıkartmak olduğunu belirtmiştik. Nitekim ilk olarak bu tedbir uygulanmaya başlandı.
Dışarıdan gördüğüm, büyük sermaye ile hükümet arasında bilek güreşi devam ediyor. Bankalar ve büyük sermaye , mevduata sınırsız güvence için ısrar ediyor. Hükümet karşı çıkıyor. Biz halk olarak bankaların talan edilişini unutmadık.
Hükümet tedbir almakta gecikiyor gibi geliyor, hatta ayak sürüyor gibi. Ama hep iyi niyetli olarak acaba bir takım yurtiçi ve yurt dışı görüşmeler sonucu çok iyi tedbirler mi alınmak üzere gecikiliyor . diye umutla bekliyoruz.
Bu tip gecikmiş tedbirler ve açıklamalarda her zaman aklıma ZEKERİYA TEMİZEL ve NEREDEN BULDUN yasası gelir. Bütün millet olarak o zaman , nereden buldun yasasının yanında idik. Neden uygulanamadı? Tebliğler, açıklamalar kanunun tatbik edileceği son güne kaldı ve ondan sonra halkın itimadı kalmadı.
Gelelim hükümetin tedbirlerine,
Bakıyoruz, yurt dışından getirilecek paralar konusuna. Kesin açıklamalar tatmin edici değil, kimse kesin bir dille bu getirilen paralarla ilgili inceleme yapılmayacak hükmü olmadıkça kolay kolay bu paralarını getirmeyecektir.
Ekim ayında Sosyal Güvenlik Kurumunun kuruma borcu olmayan ve borçlarını zamanında ödeyenlere 5 puanlık prim indirimi yürürlüğe girdi. Fakat gerek düzenlemeler ve gerekse e-devlet ve e-beyanname sisteminde programlar tamamlanamadı ve büyük zorluklarla karşı karşıya kalan mükellef itimadını kaybetmeye başladı. Böyle tatbikat olmaz, yanlıştır.
Merkez bankası faiz oranını değiştirdi. Bu hemen aklımıza, bundan sonra dövizin daha aşağı inmesini istemeyen Merkez Bankası imajını getirdi. Acaba öyle mi? Bunları nereden bileceğiz.
Bu arada medyada ekonomik haberlerde toz duman içinde bir görüntü var. Bir bakıyorsunuz, bankalar birliği başkanının 3 sayfalık bir konuşmasından bir cümle cımbızla çekilmiş, bankacılar başta piyasa korku içine düşüyor.
Bazı yabancı bankalar, kredileri geri çekmeye başlamış diye duyuyoruz. Bilhassa yabancı sermayeli kuruluşların kredilerini çalıştıkları yabancı bankalar geri çekiyor diye duyuyoruz.
Anadoluda işler çok kötü, küçük büyük firmalar üretimi kısmış, hatta tamamen durdurmuş diye haberler geliyor.
Hükümetin bir şekilde harcamaları artırması şart iken tam tersine hükümet harcamaları kısmaya çalışıyor. Bakın baylar, herkes parasının pulunun üstüne yatmış, ödemelerini kısmış, tamam halk bunu yapar ama hükümet bunu yapmamalı, hükümetin yapacağı harcamalar krizi aşmaya yarar.
NETİCE:
KRİZLE GELEN HÜKÜMET, ÖYLE BAYRAK YÜRÜYÜŞLERİ İLE BİR TAKIM İDEOLOJİK HAREKETLERLE GİTMEZ AMA KRİZLE GİDER BUNU UNUTMAYALIM. ÖNÜMÜZ SEÇİM, ZANNEDİYORUM AKP EPEY OY KAYBETMEYE BAŞLAYACAK.
KRİZE KESİN ÇÖZÜM (!)
Biliyorsunuz, geçenlerde Deniz Baykal’ın CHP si bırakın örtülüyü, türbanlıyı, kara çarşaflıların bulunduğu bir törenle partisine üye kaydetti. Bu olayı çok beğendim. Artık ülkemizde, başörtüsü, türban veya çarşaf derdi kalmayacak, bu problem çözülecek demektir.
Fakat , daha sonra düşündüm. Bu Deniz Baykal ve CHP çook ama çok akıllı. Kesinlikle bize krizden çıkışın tedbirini karine ile hatırlatıyor.
Çözüm Şu :
Tesettürü artırırsan tekstili ikiye katlarsın böylece tekstil ekonomik krizden çıkar, buna bağlı olarak da bütün sektörler krizden çıkar. Baykala bu önderliğinden dolayı teşekkür etmek gerekir.
Cevdet Akçakoca
Yeminli Mali Müşavir