Merinos Müessesesi 1971
Merinos fabrikası temeli Atatürk tarafından atılan fabrikalardan biri. 1938'de açılmış.
Ama Türkiye'nin kesinlikle ilerisinde bir fabrika.
Modern yönetim, muhasebe, finansman, bütçeleme yani o güne kadar okullarda okuduğumuz her konu, en iyi şekilde var ve uygulanıyor. Daha önce söylediğim gibi, arkadaşlarım Sami Balaban ve İbrahim Uzan sayesinde, gerek fabrikanın bütçesini ve gerekse maliyet muhasebesini birebir yaparak öğrendim. Onlar, akşamları bunları bana anlattılar. Bu sırada tekdüzen muhasebe planı çalışması yapılıyordu.
İTİA da Mehmet Yazıcı hocamızdan, tekdüzen muhasebe çerçevesi diye okuduğumuz konu, iktisadi devlet teşekküllerinde hayata geçiyordu. Tabii bunu da öğrendim. Tekdüzen muhasebe sistemi 3568 den sonra kanun olarak çıktı ve ülkede uygulanmaya başladı, biz bunu 1971 den itibaren uygulayan öncülerden olduk
İthalat servisine tayin edilir edilmez, beni çağırdılar. Ankara'ya Sümerbank genel müdürlüğüne gidiyorsun. Orada; bu işlerle uğraşan ortaokul mezunu bir arkadaşımız var, bu işin erbabı ve ustası odur. Onunla bir hafta geçir dediler. Hayret dedim, ama gittim. Geçmiş yıl , ismi Mehmet beydi zannediyorum. Aslında Gemlik Suni ipek fabrikasının elemanı imiş. ama ithalat konularında hakikaten kendini eğitmiş. Bu arada ben İTİA ya devam ederken Orman Genel Müdürlüğü satın alma komisyonunda 15-16 fabrikanın ihalesini ve ithalatını yapmıştım, bir tecrübem vardı yani.
Bu Mehmet bey, beni aldı. Ticaret Bakanlığındaki ve Odalar Birliğindeki önce bütün odacılarla, sonra da bütün sekreterlerle tanıştırdı. Daha sonra da bölüm müdürlerini tanıdık. Maalesef bizim işler bir takım hediyelerle yürür. Biz ise devlet dairesinde çalışıyoruz. Hediye veya buna benzer şeyler veremeyiz. Bizi tanıyacaklar ve işi bir takvimle halledeceğiz diyordu. Bu eğitimi bana o kadar faydalı oldu ki anlatamam. Yıllar yılı, Odalar birliği, Ticaret bakanlığı veya Devlet Planlama teşkilatında tanındım ve işlerim kolayca halloldu.
1971 yılında Floş ithalatı devletleştirildi ve ithalat görevi Merinosa ve de bizim kısma verildi. İşte o zaman Türkiye'de floş üretilmediğini gördüm ve halen de üretilmiyor. Dünya floş üretimi, Filofibra S.A. diye bir firma tarafından tekel olarak pazarlanıyor ve bu firmanın başında da Benito Danizi diye biri var. Merinosa da geldi.
Biz Merinos olarak floşun kilosunu 4 dolardan alıyoruz, ithalat gümrük masrafları 5 dolar, toplam 9 dolara mal ediyor, 10 dolara satıyoruz.
Bir de ne görelim. Firmalar, Filofibradan floşu 1 dolara alıyorlar, 1 dolar da ithalat masrafları, 2 dolara mal ediyorlar. Anlayamıyoruz. Sonra öğreniyoruz ki aslında 4 dolara alıyorlar, 1 dolar da ithalat masrafı , etti 5 dolar. 7 dolardan alıyorlar ama aradaki 5 doları gayriresmi ödüyorlar. Böylece Türkiye'de floşta kayıtdışılık başladı. Bu kayıtdışılık sayesinde bir çok tüccar zengin oldu. Bir çok tekstil iplik ve kumaş fabrikası kuruldu. Neyse üzülmeyelim, sonuçta paralar Türkiye'de üretim tesisi olarak kalmış oldu.
Daha önce söylediğim gibi Merinos, o tarihte dünyanın en gelişmiş ülkelerindeki fabrikalardan biri gibi idi. Tenis kortları, sinemaları, lojmanları, sosyal tesisleri, sendikaları ve hatta partilerde temsilcileri vardı.
Biz, birkaç kişi, toplumun kenar mahallelerinden yetişmiş ve Allahın yardımı ile zor da olsa okuyabilmiş insanlardık. Bir gün ben, Sami Balaban ve de Sarı Hüseyin, lokal önünde yürüyor ve tenis sahalarındaki, basket sahalarındaki ve diğer sosyal tesislerdeki insanlara bakıyorduk. Hüseyin, gördünüz mü arkadaşlar, buradaki üst düzey çalışanlar ne rahat yaşıyorlarmış, biz de buralardan geçerken onlara gıpta ile bakıyorduk. Çok şükür biz de bu tesiste çalışıyoruz, ama dışardakiler bize , bir zamanlar bizlerin baktığı gibi bakıyorlar dedi.
Yıllar sonra Merinos, teknik gelişmelere ayak uyduramadığı ve devletin de teşvikten vazgeçmesi ile kapanmak zorunda kaldı. Ama şundan emin olun ki, Türkiye'de 1960 yılından itibaren kurulan sanayi tesislerinin yönetici ve üst düzey elemanları iktisadi devlet teşekküllerinden gelmiştir. İktisadi devlet teşekkülleri görevlerini tam olarak yapmışlardır. Herkesin her zaman söylediği gibi başta Atatürk olmak üzere bu tesisleri kuranlar sanayinin insan hammaddesini yetiştirmişlerdir.