Anılar ve işletme hilelerine yine devam edelim.
Bu defaki anım, özellikle kapasite raporu bilgilerini de ilgilendiriyor. Bu yazımda geçen kişilerin hepsi hakkın rahmetine kavuşmuşlardır ve firma da şu anda kapalıdır.
1970 li yıllarda çalıştığım firmaya, bir başka firma yetkilileri gelerek bana iş teklif ettiler. Özellikle Maliyet muhasebesi ve dış ticaret işlemleri muhasebesi konusu başta olmak üzere Muhasebe Müdür muavini olarak çalışacaktım. Firma o yıllar için çok modern bir firma idi ve çok ortaklı idi. Hakikaten tam bir anonim şirket gibi çalışıyordu.
Büyük bir istekle işe başladım. Ben 1960 lı yıllarda yüksek tahsilim esnasında tek düzen hesap planı derslerini okumuştum. Daha sonra 1971 yılında da iktisadi devlet teşekküllerinde tek düzen hesap planını ve iktisadi devlet teşekkülleri maliyet muhasebesini öğrenmiştim.
Özellikle tek düzen hesap planı tatbikatı ve dış ticaret işlemleri kayıtları konusunda teşekkürler alıyordum. Ancak, her üç (3) ayda bir yaptığım maliyet çalışmalarından sonra Muhasebe Müdürü ve de Genel Müdürle bir kavgam oluyordu. Daha doğru bir tabirle fırça yiyordum. “Cevdet Bey, Cevdet bey, maliyetleriniz yanlış oluyor “ yapamıyorsunuz serzenişlerinde bulunuluyordu.
Çıldırıyordum. Ben bu maliyet muhasebesini gayet iyi bilirim ve iddialıyım da. Ne yapacağımı bilemiyordum. Böyle laf işitmeye alışık biri değilim. Eğer hatalı olduğuma inansam firmada bir dakika durmam ayrılırım. Ama ben, BANA GELEN BİLGİLERİ esas alarak yaptığım maliyet muhasebesi çalışmalarında yüzde yüz haklı olduğuma inanıyorum. Ne yapacağımı düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum.
Derken, bir gün aklıma geldi. Bütün işimi gücümü bıraktım.
Elime bir bobin ham ipliği aldım. İşletmenin ilk makinesine işlenmek üzere verdim. Akşama kadar bu bir bobin iplik 8-10 makinede işlem gördükten sonra bitmiş olarak elime aldım. Tarttım. Bir yandan sinirlendim, bir yandan da gülmeye başladım.
Önce, hatayı ve kapasite raporu ile ilgisini anlatayım.
Kapasite raporuna göre bu iplik mamul hale gelirken % 5 fire verir. Ancak, bizim işletmede o sıradaki genç bir mühendis arkadaşım, elektrik kesintilerinde fireyi önleyecek bir tertibat yapmıştı. Bu tertibat makinelerde kullanılmaya başlanmıştı. Dolayısıyla firmamız artık hiç fire vermeden ham maddeyi mamul hale getiriyor ve işlem esnasındaki katkı maddelerinden dolayı da mamul ürün ayrıca %5 ağırlaşıyordu. Yani imalata verdiğimiz bir kg. hammadde 950 gram değil, 1050 gram mamul oluyordu.
Bizim, Genel Müdür ve Muhasebe Müdürü bunun farkında. Ancak, ufak tefek de olsa bazı sapmalar oluyor. Ben, zavallı Maliyet Muhasebesinden sorumlu Cevdet Akçakoca, bana verilen bilgilere göre %5 fire ile hesap yapıyorum. Ama sonuçta kg. başına 90 ile 100 gram arasında fark oluyormuş. Tabii bu fiili sonuçları bana haber vermedikleri gibi, bu miktarı da kayıt dışı olarak satmaya başlamışlar.
Neyse akşam saat 5 civarında işlem görmüş ve mamul hale gelmiş bobinle muhasebe müdürünün odasına girdim. Bobini önüne bıraktım ve sizi gidi……….sizi dedim. Firmayı terkettim gittim.
Ertesi sabah, her şeye hazırlıklı olarak ve ayrılmak üzere firmaya geldim. Beni Genel Müdür ile muhasebe müdürünün, Genel Müdürlük makamında beklediklerini söylediler. Genel Müdürün odasına gittim.
Benden çok memnun olduklarını, aylık ücretime %25 net zam yaptıklarını, yıllık ikramiye sayısını iki katına artırdıklarını, ayrıca özel olarak 3 maaş tutarında nakit ikramiyeyi hemen kabul etmemi bildirdikleri gibi o tarihte, ayda 1000 lira taksitle bir adet Murat 124 araba da verdiklerini tebliğ ettiler.
Ne güzel değil mi?
Ama ben bu sonuçtan çok rahatsız oldum. Doğru bildiğimin dışında bir olay bu. Biz, vergi vermenin kutsal olduğunu öğrenmiştik hocalarımızdan. Burada ise göz göre göre vergi kaçırılıyor ve bu kaçırmadan elde edilen paralardan bir kısmı da bana sunuluyordu.
Bir müddet sonra, gelen bir iş teklifini değerlendirerek artık bu firmada çalışmayacağımı ayrılmak istediğimi belirttim ve ayrıldım. Şimdi rahmetli olan o Genel Müdür ve diğer arkadaşlarımla da arkadaşlığım yıllarca devam etti.
Bu tarihten sonra özellikle, iş değiştirirken firmaların alt yapılarını da incelemeye devam ettim. Kayıtdışı herhangi bir işlemi olan işletmelerde çalışmamaya özen gösterdim. Daima iddia ediyorum ki, kayıt içi çalışan firmalar daima daha başarılı olur ve büyürler. Çünkü, o firmada hile yapılmıyordur, çünkü o firma Maliyeci korkusu, şantaj korkusu yaşamıyor ve huzurla çalışıyor, gelen işletme sonuçlarını değerlendirerek daima geleceği düşünüyordur.
Özellikle kayıtdışı işlemlere ve hilelere karşı olduğum için de bu anıların yayınlanmasının faydalı olacağını düşünüyorum.