Bursa, 08.Haziran.2017
SPK-TMS VE TTK AÇISINDAN BORCA BATIKLIK DURUMU
Yeni 6102 sayılı TTK. İle birlikte hem TTK ya göre ve Vergi Usul Kanununa (VUK) göre hazırlanan bilançolar ve Türkiye Finansal Raporlama Standartlarına (TFRS) göre hazırlanan bilançolar karşımıza gelmeye başlamıştır.
Yazımız, borca batıklık halinin tespiti konusunda özellikle muhasebecileri, bilirkişileri, bağımsız denetçileri ve mahkemeleri ilgilendirmektedir. Malum, yeni TTK nın 397 ila 406 maddeleri arasında şirketin denetimi, bağımsız denetime tabi olma, denetim raporları gibi hususlar düzenlenmiştir. Çıkarılan tebliğlerle bağımsız denetim Kamu Gözetimi Kuruluna bağlanmış ve Kamu Gözetimi Kurulunun düzenlemelerine göre, firmalar TFRS veya VUK esas olarak bilanço düzenlemede hesaplarını takipte ve rapor hazırlanmasında serbest bırakılmışlardır.
TFRS ye göre tanzim edilen bilançolardaki gayrimenkul ve varlıklar bir değerleme şirketi tarafından değerlenerek bilanço tanzimi mümkün olmuştur.
Oysa VUK a göre hazırlanan bilançolarda böyle bir düzenleme ve bilanço tanzimi imkanı yoktur. Tabii ki iki bilanço arasında özellikle ÖZKAYNAKLAR, özkaynakların kaybedilmesi ve borca batıklık halinin tespiti konusunda farklılıklar, duraksamalar ortaya çıkmaktadır. Bu yazımızda söz konusu farklılıkları, duraksamaları önlemeye çalışacağız.
Aslında Türk Ticaret Kanunu, 376 ıncı maddesinde ve bu maddenin gerekçelerinde borca batıklık halinin nasıl olacağını, nasıl hesaplanacağını kesin olarak çözmüştür. Ancak, konu meslektaşların önüne gelmeden, bir diğer ifade ile yaşanmadan bu maddenin ne kadar kesin düzenlemeler yaptığını farketmek zor olmaktadır.
Önce TTK nun sermayenin kaybı ve borca batık olma durumunu düzenleyen 376. Incı maddesini aynen aşağıya alalım.
Sermayenin kaybı, borca batık olma durumu
a) Çağrı ve bildirim yükümü
Madde 376 – (1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.
(2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.
Türk Ticaret Kanununun 376. Incı madde hükmü çok kesin hükümler taşımaktadır. Türk Ticaret Kanununun bu madde hükmü ile 397-406 maddeleri arasındaki bağımsız denetim esasları çelişmekte gibi gözükmektedir.
Ancak, kanunun açık hükümleri ve gerekçesi de göz önüne alındığında, TFRS ye göre düzenlenen bilançonun hesaplamaya esas alınmasına imkan bulunamamaktadır. Tabii bu düzenlemeler ve ülkemizin Bağımsız Denetim esaslarına geçtiğini düşündüğümüzde gayriihtiyari BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU lafı aklımıza gelmektedir.
Ama, çelişkiler de olsa yapılacak bir şey yoktur. Kanun kanundur. TTK. Hükümleri, borca batıklık halinin tespitinde tatbik edilen hükümler olacaktır. TFRS ye göre tanzim edilen bilançolardaki ÖZKAYNAK ESAS ALINMAYACAKTIR.
Kanunun düzenlemesini ve kesinliğini gören SPK da sermayenin borca batıklık halinin araştırılması ve hesaplanmasını 10.04.2014 tarih ve 2014/11 sayılı bülteninde 11.352 sayılı kararla aşağıdaki gibi düzenlemiştir.
Kurulumuzun 10.04.2014 tarih ve 11/352 sayılı Kararı’nda;
A- T.T.K.’nin 376’ncı maddesinin birinci fıkrasının uygulaması ile ilgili olarak;
1) Sermaye ve kanuni yedek akçelerin toplamının yarısının karşılıksız kaldığına ilişkin tespitin, Kurulumuzun II-14.1 sayılı "Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği" (II-14.1 Tebliği) çerçevesinde hazırlanıp kamuya açıklanan yıllık finansal durum tablolarından (bilanço) yapılmasına,
2) Sermaye kaybının tespitinde II-14.1 Tebliği uyarınca hazırlanan finansal durum tablosunda (bilanço) yer alan kalemler dikkate alınarak, [((Sermaye + Kanuni Yedek Akçeler) – Öz kaynaklar) / (Sermaye + Kanuni Yedek Akçeler)] formülünün uygulanmasına, (Öz kaynaklar tutarı, konsolide finansal tablo düzenleyenler için “Ana Ortaklığa Ait Öz kaynaklar” kalemi değil öz kaynakların tamamı olarak dikkate alınacaktır.)
3) Sermaye ve kanuni yedek akçelerin toplamının yarısının karşılıksız kaldığının tespiti halinde, şirket yönetim kurulunun genel kurulu derhal toplantıya çağırmak ve iyileştirici önlemleri genel kurula sunmakla yükümlü olduğuna,
B- TT.’nin 376’ncı maddesinin ikinci fıkrasının uygulaması ile ilgili olarak;
1) Sermaye ve kanuni yedek akçelerin toplamının üçte ikisinin karşılıksız kaldığına ilişkin tespitin, Kurulumuzun II-14.1 Tebliği çerçevesinde hazırlanıp kamuya açıklanan yıllık finansal durum tablolarından (bilanço) yapılmasına,
2) Sermaye kaybının tespitinde II-14.1 Tebliği uyarınca hazırlanan finansal durum tablosunda (bilanço) yer alan kalemler dikkate alınarak, [((Sermaye + Kanuni Yedek Akçeler) – Öz kaynaklar) / (Sermaye + Kanuni Yedek Akçeler)] formülünün uygulanmasına, ( Öz kaynaklar tutarı, konsolide finansal tablo düzenleyenler için “Ana Ortaklığa Ait Öz kaynaklar” kalemi değil öz kaynakların tamamı olarak dikkate alınacaktır.)
3) Sermaye ve kanuni yedek akçelerin toplamının üçte ikisinin karşılıksız kaldığının tespiti halinde, şirket yönetim kurulunun, genel kurulu derhal toplantıya çağırmak ve bu genel kurulda sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanması kararlarından birinin alınması amacıyla gündeme madde eklemekle yükümlü olduğuna,
4) Sermaye ve kanuni yedek akçelerin toplamının üçte ikisinin karşılıksız kaldığının tespiti halinde, şirket yönetim kurulunun, şirketin borca batıklık durumunu da incelemesi gerektiğine,
Karar verilmiştir denilmektedir.
Sonuç olarak:
Şirketlerin borca batıklık halinin tespit edilmesinde TTK hükümleri ve SPK tebliğleri esas alınarak Sermaye + Kanuni Yedek Akçeler esas alınacak, yeniden değerleme ve fonlar esas alınmayacaktır.
Cevdet Akçakoca
Bağımsız Denetçi