Bursa; 31.12.2012
Ticarette güçlüler hegemonyasına son (II)
Yasaklanmış işlemler ve geç ödeme- Yeni TTK (II)
(4) Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir.
Maddenin 4 üncü fıkrası her hal- ü – karda faturanın ödeme süresinin 30 gün olduğunu açık olarak hüküm altına almaktadır.
(5) Sözleşmede öngörülen ödeme süresi, faturanın veya eş değer ödeme talebinin veya mal veya hizmetin alındığı veya mal veya hizmetin gözden geçirme ve kabul usulünün tamamlandığı tarihten itibaren en fazla altmış gün olabilir. Şu kadar ki, alacaklı aleyhine ağır bir haksız durum yaratmamak koşuluyla ve açıkça anlaşmak suretiyle taraflar daha uzun bir süre öngörebilirler. Ancak alacaklının küçük yahut orta ölçekli işletme (KOBİ) veya tarımsal ya da hayvansal üretici olduğu veya borçlunun büyük ölçekli işletme sıfatını taşıdığı hâllerde, ödeme süresi, altmış günü aşamaz.
Maddenin 5 inci fıkrası ise en fazla sürenin 60 gün olacağını açıklamaktadır. Taraflar isterlerse 60 günlük süreden daha fazla bir süre için de anlaşabileceklerdir. Ancak, burada yepyeni bir düzenleme ortaya çıkmakta ve yürürlüğe girmektedir.
Zayıfın korunması esası.
Maddede 60 günden fazla süreli sözleşmelerin ağır bir haksızlık ve açıkça anlaşma şartı ile yapılabileceği belirtilmektedir.
Bu hükme rağmen borçlu, güçlü , alacaklı ise zayıf bir işletme ise bu sözleşmenin 60 günden fazla olan vadesinin geçerli olmayacağı açıkça belirtilmektedir. Buna örnek olarak Alış veriş merkezlerinin kobi veya küçük işletmelerden uzun vadeli mal almasını gösterebiliriz. Tabii, piyasada güçlünün karşısında kaç kişi cesaret göstererek yasanın bu hükmüne sığınıp alacağını 60 gün içinde isteyebilir, o konu üzerinde uzun uzun düşünmek gerekir. Yani yasanın bu hükmü çalışır mı çalışmaz mı? Bu konuda fikir belirtemeyeceğim.
(6) Gecikme faizi ödenmeyeceğini veya ağır derecede haksız sayılabilecek kadar az faiz ödeneceğini, alacaklının geç ödeme dolayısıyla uğrayacağı zarardan borçlunun sorumlu olmayacağını veya sınırlı bir şekilde sorumlu tutulabileceğini öngören sözleşme hükümleri geçerizdir. Geçersizlik durumunda yedinci fıkra uygulanır.
Yukarıda belirttiğimiz gibi yasanın düzenlemeleri kesin hükümler taşımaktadır. Yeni TTK. 1530 uncu maddenin 6 ve 7 inci fıkrası iktisadi bakımdan zayıf olan alacaklıları korumakta, güçsüz alacaklının aleyhine olan hükümlerin geçersiz olduğunu ve yine 7 ‘ inci fıkrada belirtilen temerrüd faiz oranının en az 8 (sekiz) puan daha fazla olarak tatbik edileceğini emretmektedir.
(7) Bu madde hükümleri uyarınca alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak faiz oranını ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası her yıl ocak ayında ilan eder. Faiz oranı, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olmalıdır.
(8) Mal veya hizmet bedelinin taksitle ödenmesinin öngörüldüğü durumlarda, bu maddenin ödeme sürelerini düzenleyen hükümleri birinci taksit bakımından uygulanır. Her bir taksit tutarının ödenmeyen kısmı yedinci fıkrada öngörülen oranda gecikme faizine tabidir. Alacaklının küçük veya orta ölçekli işletme veya tarımsal veya hayvansal üretici olup borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu hâllerde taksitle ödemeyi öngören sözleşme hükümleri geçersizdir.
Yeni TTK. 1530 maddesinin 7 ve 8. inci fıkra hükümleri yine güçlünün karşısında zayıfı koruma ve kollamayı esas almaktadır.
Kanunun genel gerekçesini de aşağıda açıklarsak, maddenin amacı daha iyi anlaşılacaktır.
Yukarıda açıkladığımız hükümler, üreticileri, kobileri ve fatura ya da eşdeğer ödeme talepleri karşılığı hizmet veren ticari işletmeler ile kişileri, şartları dayatma konumları güçlü ticari işletmeler, özellikle market, süpermarket, hiper market gibi alışveriş merkezleri karşısında korumaktadır.
Pazarlık güçleri ve konumları aynı olmayan kişi ve işletmeler arasında sözleşme özgürlüğü ilkesinin geçerli olmayacağı modern hukukun kabul ettiği bir diğer ilkedir.
Tüketicinin, sigortalının, işçinin, küçük pay sahibi ile yatırımcının ve rekabetin korunması alanında ikinci ilke geçerlidir. Üretici firmalar ile kobiler de söz konusu ilkenin kapsamındadır. Çoğunlukla, finansal açıdan pek de güçlü olmayan üretici, kobi ve benzeri işletmelerin teslim ettikleri malların ve hizmetlerin bedellerini zamanında alarak ekonomik yapılarını güçlendirmelerine yardımcı olmak, Pazar ekonomisine hakim yeni bir yaklaşımdır. AT yönergesi ve değişikliği bu yaklaşımın somut bir örneğidir. Yasanın bu maddesi de Avrupa Topluluğunun geç ödemelerle mücadele yönergesi ve değişiklik yönergesi çerçevesinde hazırlanmıştır.
Söz konusu yönergenin giriş kısmında da belirtildiği gibi bir çok büyük ve güçlü ticari işletme geç ödemeyi bir finansman aracı olarak kullanmaktadır. Ancak bu araç marketlere, süper marketlere, hiper marketlere ve benzeri güçlü ticari işletmelere mal ve hizmet verenleri çok güç durumda bırakmakta, finansal durumlarını sarsmakta , hatta iflasa da sürüklemektedir. Hüküm bu kötü uygulamanın önüne geçmek için öngörülmüştür.
Yeni Türk Ticaret Kanununun en önemli maddelerinden birini bu yazımızda açıklamaya çalıştık. Bakalım bu maddenin tatbikatı nasıl olacak?
Avukatlara yeni ve çok fazla iş doğacak.
Mahkemeler ve icra dairelerine yeni iş gelecek.
Alış veriş merkezleri ve güçlü tüccar ve sanayicinin gücü kırılacak.
Eğer madde tutarsa güçsüz tüccar ve sanayici daha güçlü hale gelecek.
Ticarette vadeler kısalacak.
İyi günler ileride . …………..
Yeminli Mali Müşavir
Cevdet Akçakoca